21 Kasım 2016 Pazartesi

yaşam neden örülür





“ Şimdi  kimse evinin bir köşesine, onun elinin sürülüp de güzelleştiğini hatırlamıyor. Bırakın hatırlamayı, kimse onun eliyle bir duvarın güzelleştiğini, bir harcın sağlamlaştığını, bir kirecin rengini zor attığını fark etmemişti ki.”

Sait Faik (Barba Antimos)



Yaşam neden örülür? Hangi malzemeden örülür ve niçin örülür? Sevgi örmemişse gözlerimi bir sabah, o gün  güzel şeyler görmemin imkanı olmaz. Sevgi örmemişse ellerimi her dokunuşum eğreti, her şiir yazılmamış kalır.
Al gözlerimi, bunlar benim değil, benim gözlerim sıcak olmalı diye fısıldadım belirsizliğe.
Belirsizliğin belirsizlik olduğu her halinden belliydi. Hiç ses çıkarmadı. Yaşamı ören şeyi düşünmeye daldım. Birbirini neredeyse ezip geçecek insanlar bazen nasıl da birbirlerine kenetlenirdi ve bu kenetlenme sırasında nasıl güzelleşirdi yaşadıklarımız. Adımızı, yaşımızı bilmeden ve kimliklerimizi bir yana bırakıp  okuduğumuz kitaplara daldığımız yolculuklar yaşardık… Ne yemek pişirdiğimizin, nasıl bir işte çalıştığımızın hiç önemi olmadan izlediğimiz filmlerde etkilendiğimiz sahnelerin aynı olması buluştururdu bizi. Kenetlenirdik ve geleceğe göz kırpardık.
Sevgi örüyor ellerimi şimdi. Bu öyküyü kağıt gemilerle Sait Faik’e göndereceğim. Onun öyküleri benim bencilliğimi silip süpürüyor ve bizi düşündürüyor çünkü.
Yaşam niçin örülür sorusunun cevabı onun her cümlesinde var. 
Yaşamı, ağacı, kalbi bir yerinden sökmeye çalışanlar  karşılarında yaşarken ölmüş insanlar görmek istiyorlardı ama biz kenetlendik Gezi’de. Gezi’nin yaşandığı günlerde dilimiz şiirdi.
Kağıttan gemiler yapıyorum irili, ufaklı ve onlara ad veriyorum. Öykümü de saklıyorum gemilere…
Yasemin Şenyurt

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder