28 Şubat 2015 Cumartesi

Bir Zaman Sonra





Bir zaman sonra her şey durulacak. Kadın durulacağını düşünüyor. Durulmazsa dayanamayacağını hissediyor. Yorganın altına saklanamaz çünkü artık çocuk değil. Gökyüzüne bakıp bakmamakta bile kararsız ama yorganın altına saklanamayacağını biliyor. Gözlerinden yaş gelene kadar gülme isteğini unutalı yıllar oldu. Aslında kolay kolay vazgeçen biri olmadığını yakınları biliyor. Bazen canı yansa da can yakmamayı seçtiğini kendisi biliyor. İçinde bir çocuk parkı açılışı varmış gibi davranıyor. Heyecanını gizleyemiyor ama sanki yüzünün bir yarısı ağlamaklı. Bir zaman sonra durulmazsa her şey ne yapacağını bilemiyor. Kadın saçlarını uzatacak, inadını pekiştirecek, umuduna umut katacak ve günleri, geceleri aşacak. İnanıyor ki bir zaman sonra ilkbahar gelecek. 

Yasemin Şenyurt

24 Şubat 2015 Salı

Aynadaki Deniz





Aynada kendimi görmek isterdim herkes gibi ama ben aynada hep denizi görüyorum. Denizin içindekileri görüyorum. Denizi çok sevdiğim için mi bu başıma geliyor bilmiyorum ama şu ana dek rahatsız olduğumu hiç düşünmedim. İnsan sevdiği şeyleri, kişileri hiç olmadık zamanlarda ve yerlerde hatta kendileri orada olmadığı halde görüyorsa bu güzeldir, değerlidir. Akılla ilgili bir soruna işaret eder belki de ama ben aynada denizi gördüğüm için hiç şikayet etmiyorum. Yaşamımı güzelleştiren şeylerin başında aynadaki deniz geliyor. Aklımın yaralanmış olma ihtimali bile korkutmuyor beni. Bir gün su bardağında da ve kül tablasında da denizi görebileceğimi söyleseler havaya uçardım herhalde.  Denizle kaplansın ömrüm.
Yasemin Şenyurt

19 Şubat 2015 Perşembe

ÖLÜM GEÇİCİ



Bütün yorgunluğum geçecek
Ihlamura bal katınca
Bütün ağrım dinecek sanırdım
Şiir yazınca
Ağrım benim ağrım
Bir çiziktir yaşamımda
Ağrım benim ağrım
Deniz kokusuna aklını takmış bir kadınım
Sokaklarda uçurtmaların peşinde bir kadınım
Biri beni takip edebilir
Kafama silahı dayayabilir
Nedensiz

Bütün ölümüm geçecek
Ben inadına yaşayınca

Yasemin Şenyurt

14 Şubat 2015 Cumartesi

Yas

Özge Can'ın ölümü beni çok sarstı. Kendimi toparlamakta zorlanıyorum. Kendime önemli olanın  ne olduğunu soruyorum ve cevap bulamıyorum. En önemli olan yaşamaktı daha öncelerde ama şimdi yaşamak da bir ceza gibi. İnsanlığın öldüğü bir ülkede yaşadığımı ve yaşamımın da ölümümün de kendi elimde olmadığını hissediyorum. Özge Can ölüyorsa ben niye yaşıyorum ki sorusunun cevabı yok. Bütün amaçlarım, hedeflerim, hayallerim öldü aslında. Umut ve sevgiyle yaşama sarılmaya çalışan hangimizde can kaldı bilmiyorum. Özge Can diye ismini söylüyorum ve sanki onu tanıyormuşum gibi hissediyorum. Özge Can psikoloji öğrencisi olduğuna göre en çok insanları anlamak istemiş olmalı. İnsanları çok sevmiş ve onların sorunlarına çözüm bulmak istemiş olmalı....

Ben öldüm sanki. Bana tecavüz ettiler, beni yaktılar ve ben öldüm. 

Ama hayır! Ben nefes alıp veriyorum. Canım yanıyor hem de çok yanıyor. 

Nefes alıp verdiğim için canım yanıyor. Böyle bir gerçeği kabul etmiyor aklım.

Nasıl olur diye soran aklıma, olamaz diye çığlık atan kendime kızıyorum. Olanları göreceksin, anlayacaksın ve tepki duyacaksın ki bir daha yaşanmasın. Bir daha yaşanmasın diye tekrar ediyorum.

İnsanın aklını zorluyor yaşamak, sevmek ve güvenmek şimdi.

İçimden sadece Özge Can'ın adını seslenmek ve öleceğim ana kadar başka da bir şey söylememek geliyor. 

Yasemin Şenyurt

8 Şubat 2015 Pazar

Masalsı



bana bakma
içimden lav akar
bana bakma
gözlerimde kıyamet kopar
bütün çiçekler kıyamet kokar
bana bakma
denizler yersiz kalır
şimdi gece saat 04.44

bir tren garı
bir karanfilin içinde kalır
bana bakma

başını alıp gitme türküsü 
duyulur
bana bakma

biraz gücüm olsa
gözlerimi vermek isterdim
bir çocuğa

ayrılığın her hali kabul
biraz gücüm olsa

gökyüzünde tıngır mıngır bulutlar
ağaçlarda ilkbahar hazırlığı
gözlerim çok şaşkın
gözlerim ödünç
rengine kanıp
bakma

bir tren garı
karanfilin içine akar
bu şiir burada bitmez
nerede başlar

bir müze
martının kanadında

simidin üzerinde
susamın içinde bir balık
burası Ankara

biri hapşırıyor 
can havliyle
kaçıyor istek denen 

gözlerim bir çocuğun gözleri olana dek

böyle masalsı yazacağım

bana bakma sen

masalsı şeyleri oldum olası severim

masalsı gözlerin var

dememiştim hiç

dememiştim işte


demiyorum

yasemin şenyurt

7 Şubat 2015 Cumartesi

Lirik Suçlar

yeniden düşleyebilirsin
sonsuzluğu
ki 

lirik suçlar işleyebilirsin

gülümsemek için
önce 

sadece dilekler tuttuğun zaman değil

ağlamak için önce
elinde açılan uçurumu görmelisin

sadece dileklerin gerçekleştiğinde değil


anlayışlı olmak
işte bu tam sana göre

kirazlar ve erikler masada
masada kitaplar
masada efkar

kalbinden hiç geçmemişse bir yıldız
düşmemişse hiç aklına yapraklar
önce sevgi

sadece dilekler değil
önce ilgi

bana yeni bir düş hediye ettin sen
şimdi nasıl uzaklaşırsın

şimdi nasıl uzaklaşırsın

masada duran elin
belleğimde şiirdir
şimdi nasıl 

şimdi nasıl 
nasılsın

bütün yeryüzü şahittir
lirik suçlar işledim ben

şimdi masada toz
gözyaşı ve bir kitap 


belki de bu bütün anlatmak istediğim
belki de dilekler yoktur

bir buz parçasında
çöl gibi kaldım
nasıl mıyım?

bütün gökyüzü şahittir ki
çok yutkundum ben

sen gül 
gülmelisin 
gülebilirsin


işte yine kahrolası ben
çıktım geldim
sen uzaklaşırken
bataille oku diye geldim

yasemin şenyurt

eğer







Eğer yorgunsa insan
Söylemeli

Eğer sıkılmışsa
Anlatmalı

Eğer yaşamışsa
Ölmeli

Eğer sevmişse

Hiç sevmedim ben

Kimseyi hiç kimseyi

Bir yürek taşırım kimsesiz

Bir gönül ki bin şahit ister gönül demeye

Bir kalp

Belli ki sadece görevini biliyor


Eğer bir kalp
Çiçekli bir dal değilse
Eğer bir gönül
Gönülsüzse adamaya hayatını

Eğer ağlayamıyorsam
Bir an için
Sevmedim hiç 

Hiç
Uzun ve derin bir sözcüktür

3 Şubat 2015 Salı

Ruh Komşusu



Kaç yıl sonra
karşılaştık o kapıda
Kapı bir şiirdi sanki
Edip Cansever yazmış olmalıydı

Kaç gece düşüme geldin
Düşüm bir filozofun düşüne benziyordu
Belki içimde sakladığım bir balık
Sana göz kırpıyordu

Sen gördün o balığı
Gördükçe güldün
Bir yağmur yağsa
Beraber deniz oluyorduk

Hep yağıyordu yağmur
Biz komşu oluyorduk

Ruh komşum benim
Size gelirken bir tas umut getirirdim
Senin sevginden emin

Yasemin Şenyurt

2 Şubat 2015 Pazartesi

Mümkün Olsaydı





Sözün bittiği yerde
Titreyen eldir
Titreyen dildir
Çıplak bir ağaçtır
Özlemekte olan gökyüzüdür

Anlamak ve anlatmak mümkün olsaydı
Unutulmaz olurdu o serçe
Dinlemek mümkün olsaydı
Unutulmaz olurdu şarkı

Durduğun yer
Olduğun an
Ulaştığın biçim
Sevdiğin her şey
Unutulmaz olurdu
Yaşamak mümkün olsaydı

Dün gece
İçimden bir şiir gitti
Şimdi  bir meydandayım
İnsanların arasında
Kendimi bulabilirdim
Aramak mümkün olsaydı


Yasemin Şenyurt