26 Kasım 2016 Cumartesi

Boşu Boşuna Aramak




“Ben işte böyle, bir iki insanla, bir iki hayvanı felaketten kurtarmak için nahiye müdürüyle ahbaplığı kararlaştırmıştım.”

(Sait Faik, Korentli Bir Hikaye)



Gözlerini kendi çıkarları kör etmiş ama görmeyi sürdüren insanların beyinlerinde dönme dolaplar, çizgi film kahramanları, topaçlar aramayın boşu boşuna.

Boşu boşuna ağaçlara sarılan, kuşlarla konuşan, delilerle iyi anlaşan insanların beyinlerinde alacak, verecek listesi aramayın.

Boşu boşuna aradığınızı da bilseniz aramayı sürdürmenizde belki de size iyi gelen bir şeyler vardır.

Geçenlerde küs kalmayı başarmış iki çocuğu dinledim. Boşu boşuna ikisinde de kabahat aradım.

Geçenlerde çiçekleriyle konuşan kadının gözlerinden tutup ayak bileklerine kadar süzdüm ve yalnızlık aradım. Boşu boşuna…

Geçenlerde simitçinin üstünde yoksulluk aradım boşu boşuna.

Bir kediyle göz göze geldik. Aramayı bıraktım. Kitabevine girdim, kedi peşimden girdi, kitabevinin sahibi gülümsedi. Bir kitap aramıyordum, bir ya da iki kitap satın almak niyetinde değildim, göz göze geldik yeniden kediyle. Kedinin adını aradım anılarımda. Kitabevine benden önce girmiş çocuk yüzümü dikkatle inceledi. Belli ki yüzümde yabancıyı arıyordu…

Yasemin Şenyurt


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder