21 Aralık 2015 Pazartesi

Tat




Bu kaçıncı kıvrılışı saçlarımın
Saçlarımda beyaz bir kuş saatlerdir
Söylenmemiş hiç ama hep hissedilmiş
Bir bilinmezliği seviyor ya insan
Bütün yaraları ile koşuyor ya
O zaman inat ediyor içtiğimiz su
Tatlı olmakta diretiyor

Akşamüstü
Çok süslü bir öykü yazmak için
Masam geveze
Akşamüstü
Çok sütlü kahve için
Bardağım geveze

Küs değilim seslere
Kusursuz olmayı hiç denemedim
Mümkündür her an bir sözcüğün içimize doğru yayılması
İçimizi kaplaması
Yanına başka bir sözcüğün yakışmaması
Tek sözcüktür bazen öykü

Kainatı sevmek biraz mizahla mümkün
Biraz da başkaldırı ile
Masamda bir kitap duruyor 
Tek sözcük var kitapta
Belli ki yazar başka sözcükleri yakıştıramamış yanına

Okuyoruz birlikte
Sen diyorsun ki yazar burada kainat kadar yürekli
Ben gülümsüyorum
Sözcük sözcük ağlıyoruz
Bir çocuk geçiyor yanımızdan
Bakıyor göz ucu ile kitaba
Bize
Kitaba
Bize
Kitaba
Torbasında çocuğun şeker var
Bize uzatmayı aklından geçirmiyor
Geveze mi geveze
Ama sanki dilini yutuyor o an

Saçımdaki kuştan tut da
ayak bileğimdeki halhala kadar
Titriyoruz

Yasemin Şenyurt

16 Aralık 2015 Çarşamba

Boş Kağıt



Gaddar olmanın anlamı yok dedi içinden. Etrafta söylenenlere kulak asıp gaddar olmanın anlamsız olduğunu düşündüğü için sevindi belli belirsiz. Neredeyse içinde yükselen şefkat dalgasının etkisinde kalacaktı ki durdurmaya çalıştı kendini. Kapılıp gidersen şefkatli olmaya doğru kimse seni seni ciddiye almaz diye düşünecekti ki bir öğrencisi kapıdan girdi ve "Öğretmenim, dün yazmamı istediğiniz kompozisyonun sonuç kısmında sorunlar olduğunu düşünüyorum" dedi. Kağıda baktı öğretmen ve şaşkınlığını gizleyemedi. Kağıt boştu. Elleri titreyen öğretmen kağıdın arkasına şöyle bir not düştü: Sonuç yazarken gelişme kısmında verdiğin örnekleri aklına getirerek ve giriş kısmında yaptığın tanıma değinerek son bir söz söyleyebilirsin. Öğrencisine gülümsedi ve öğrencisi bu kompozisyonu yeniden yazmak için kendisinden süre istediğinde ona bir hafta daha zamanı olduğunu söyledi. Bir hafta sonra öğrencisi kompozisyonu yeniden yazıp getirdiğinde öğretmen yine şaşkınlığını gizlemedi. Öğrencisi ve kendisi ile gurur duyacağı sırada öğrencisine döndü ve çok iyi bir kompozisyon yazdığının farkında mısın diye sordu. Bilmiyorum dedi öğrenci ve biraz duraksayıp "yine de sonuçta sorunlar olduğunu düşünüyorum" dedi. Öğretmen bu sefer kendinden emin bir şekilde öğrencisine "Yazmaya devam ettiğin sürece sonuçtaki sorunların yeni yazılarına kaynaklık ettiğini göreceksin" dedi. Öğrencisi kendinden emin bir şekilde teşekkür etti ve kapıdan tam çıkacağı sırada öğretmenine " Yazmaya devam edeceğim" dedi. 

Yasemin Şenyurt

8 Aralık 2015 Salı

Hay Aksi



durup durup
gökyüzüne övgüler yazıyorum
bir de şikayet ediyorum posta kutularından
bazen de içime reçel döküyorum
hay aksi

içim ya bu
tatlı mı şimdi
yapış yapış mı yoksa
yok yok değil

hay aksi
birisi durdurdu beni eve gelirken
koyu bir sohbete başladı
tanıyamadım 
güldüm çünkü insanım

içim bu şimdi
gülüştük kedilerimle
onların gülüşü bir tuhaf miyav
duvarda çalışmayan ama güzel bir saat
efkarlı tik tak

İçime çektiğim duman mı
Dağ mı
Sevda mı
Hay aksi

Bana bir yer göster
Kıvrıla kıvrıla akayım
Kendime iyi bakayım
İçim üşümez olsun

Yasemin Şenyurt

2 Aralık 2015 Çarşamba

Özledim



Kar altında kalan Ankara'ya bağırdım içimden
Özledim ben
Dağılmış saçlarım dedi ki kar tanesine
Özledim
Ellerim ağaç köklerine benzeyerek güldü
Gülerek dedi ki 
Özlemekten öte özledim ben
Canım yapraklara iç çekerek dedi ki
Başka çok başka özledim
Ellerim saçlarıma çeki düzen vererek dedi ki
Başka bir şeye benzemiyor bu özlem
Yasemin Şenyurt

1 Aralık 2015 Salı

Yüreklendirici Notlar 1-7





Yüreklendirici Not-1: Yürüdüğün yolda engeller yoksa o yol seni bir yere ulaştırmaz demiş George Bernard Shaw. Demek ki bazı engeller bize yol gösterir ve bazı engeller de bizi güçlendirir ve dönüştürür. Önemli olan o engele nasıl bir anlam verdiğimiz...Aslında her sıkıntılı süreç ve çözülmeyecek gibi gözüken her sorun insanın onu yorumlaması sayesinde farklı bir anlam kazanabilir.

Yüreklendirici Not-2: Eğer kendini tanımak için çabalıyorsan ve içinde neler olup bittiğini anlama amacı ile kitapları rehber edinmişsen ve bununla da yetinmeyip kendini ifade etmek için yazı yazıyor ya da fotoğraf çekiyorsan hayatı dolu dolu yaşamaya başlamış olabilirsin.

Yüreklendirici Not-3: Bir başka insanı yüreklendirmekle kendine unutulmaz bir deneyim yaşatabilirsin. Bir başka insanı mutlu etmek ya da bir canlıya içten bağlılık duymak insanın kendine verebileceği nadir hediyelerden biridir.

Yüreklendirici Not-4: Şu gökyüzü/Şu gökyüzü/ Şu gökyüzü
Yıldızlara bakarken de güneş çarptığında da sevdiğim şu gökyüzü ne iyi ettin de kuş seslerini topladın bağrında...

Yüreklendirici Not-5: İstemek mi önce gelir eylemek mi diye sorarsan önce eylem geliyormuş, öğrendim. Demek ki yazmak, okumak, çalışmak için isteğin gelip seni bulmasını beklemek yerine eyleme geçebilirsin. Belki de o üşendiğin, ertelediğin eylemde nice anlam ve amaç saklıdır.

Yüreklendirici Not-6: İyi günlerin arkasından kötü günler gelse de ve kötü günlerin geçip iyi günlerin geleceği bilinse de insan içinde bulunduğu anda sanki o an sonsuza kadar sürecekmiş gibi davranır. Ne zaman geçeceğimizi, bitivereceğimizi aklımıza getirirsek o zaman ilişkilerimizden başlayarak yaşamımızın her yerine bir canlılık gelir.

Yüreklendirici Not-7: Zamanın aşındıran etkisini ruhunda hissettiğinde sevdiğin bir kitabı aç ve içinden bir cümle oku. O cümleyle ilk karşılaşmandan daha farklı olan bu karşılaşmanın farklı olmasını sağlayan şey zamandır. Çünkü zaman sadece aşındırmaz.

Yorgun




Düşlerim yoruldu
Haydi bir düşe doğru gidelim dedi dostlar
Yorgunum dedim 
Çok anlamaktan
Çok susmaktan
Boyam bitti
Islığım kırıldı
Sizi kıramazdım hiç ama yorgunum dedim onlara
Haydi dediler
Ellerinde bir çiçek
Kökleri anılarda gördüm
Yorgun ve biraz da umutsuzum
Devam edemedim cümleye
Şiirin omzunda uyumuşum
Bir çizgi filmden kaçmışım da
Yorulmuşum
Dizlerimde derman yok dedim
Duymadılar ki beni
Telaşlı, neşeli ve belki çok umutlular
Belli ki duymadılar
Haydi kalk ayağa dediler
Şimdi tam zamanıydı dedim içimden
Duydular
Ne halin varsa gör demelerini beklerdim
Tam zamanı dediler
Ve bir çocuk bağırdı
Şimdi şimdi şimdi
Haydi 
O çocuğa baktım
Gözlerimde derman kalmamıştı
Yorgunum diyemedim ki
Ayaklandım

Yasemin Şenyurt