30 Aralık 2020 Çarşamba

Bir Yanardağ Gibi

 Aylin Sözer evinde öldürüldü. Bir birey, bir kadın, bir akademisyen, bir can. Sevilen, sayılan, “iyilik meleği” olarak anılan bir insan yok, öğrencilerine ders anlatamayacak, ailesiyle, sevdikleriyle bir araya gelemeyecek, kitap okuyamayacak, makale yazamayacak ve sevdiği işleri yapamayacak, gün doğumunu karşılayamayacak.  

Hayalleri, amaçları ve anıları yakmaya çalıştı katil. Güzellikleri, üretkenliği, bilimi, kendini adama halini yakmaya çalıştı bir katil. Bir canı yok etti. Bir canı alabilecek kadar kötüydü.

Aylin Sözer neden öldü? Okuduğum bir köşe yazarının cümlelerine tüm kalbimle katılıyorum. Kadın olduğu için öldürüldü.

Kadınların yaşama mücadelesi, kendini bilime, sanata adaması, yalnız olması, ayakta durması, kök salması, kanatları olduğunu hissetmesi ve üretmesi ve paylaşması birilerini çok hem de çok rahatsız ettiği için öldü.

Aylin Sözer kendini en güvende hissedebileceği yerde öldürüldü. Neden öldürüldü?

Kendine ait bir hayat yaşamak isteyen tüm kadınların gözünü korkutmak, tehdit etmek isteyen o kadar öfke dolu, o kadar korkak  erkek var ki… Gözleri dönmüş ama korkak, yakan, yıkan ve yok eden ama korkak.

Taciz eden, tecavüz eden, öldüren ve bu şekilde kadınları sindirebileceklerini, korkutabileceklerini ve giderek sessizleştirebileceklerini, kul köle haline getirebileceklerini düşünen biri nasıl cesur olabilir ki!

Güzel olan, iyi olan, doğru olan kişi cesur olabilir ancak. Yüreğini açan, kapısını açan, geleceğe inanan biri cesur olabilir.

Cebinde bıçak, çakı vb. taşıyan, aklında cinayet tasarıları olan birileri var aramızda. Dünyayı hiç anlamamış, bir kalbi olduğundan, bir gönlü ve yüreği olduğundan habersiz birileri…

Belki de bu dünyayı en iyi kendilerinin anladığını zanneden, hesap soran ve hesap sordukça kendisini üstün bir varlık olarak gören, şiddet göstererek insanları düzene sokacağına inanan, gözdağı vererek küçülen, küçülen, küçülen…

Öfke duyuyorum.

 Bu öfke ile gidip kimseye zarar vermeyeceğim.

Bu öfke ile düşüneceğim. Bir insan ne zaman akıllıdır? Bir insan ne zaman sevmeye başlar kendisini ve dünyayı? Bir insan ne zaman saygı duyar? Bir insan ne zaman öfkesini yönetir, o öfkeyi nasıl dönüştürür?

Bu öfke ile düşüneceğim.

Korkuya yol açan ve itaat etmeye, izin almadan hareket etmemeye yönelik tüm eylemler üzerinde düşüneceğim.

Gürül gürül akan bir nehir gibi düşüneceğim ve bir yanardağ gibi yazacağım düşüncelerimi.  

Yasemin Şenyurt

30.12.2020 

28 Aralık 2020 Pazartesi

Kırk Yaş

 



Ne tuhaf bir yaş. Kırk yaşındayım.  Kırk yıldır bu yeryüzünde var olmak, kararlar vermek, sorumluluk almak, eylemlerle kendimi ortaya koymak, geçmişi doğru dürüst değerlendirmek, içinde bulunduğum anı özümsemek ve geleceğe yönelmek… Kendi kendime kaldığımda tekrarlıyorum: Hangi yaş tuhaf değildi ki!

Ne tuhaf bir yaş. Yirmili yaşlarda yaşanan bocalamalar, endişeler, kararsızlıklar geride kalmış. Otuzlu yaşlarda kendimi daha iyi kavrama, hayattan ne istediğimi, hayata ne verebileceğimi görme konusunda yeni yeni açılan pencereler… Kendi kendime soruyorum: Neler getirecek kırklı yaşlar?

İnsan kendisiyle kaç yaşında barışır? Sanırım ben otuz yedi yaşında barıştım. Üç yıldır yiğidi öldür ama hakkını yeme diyebiliyorum. Üç yıldır gülü seven dikenine katlanır diyebiliyorum. Kendime aylak olma hakkı da veriyorum. Titiz bir şekilde bir konu üzerinde çalıştıktan sonra kendimi şımartıyorum.

Ne tuhaf bir yaş. İnsan hayata yeni yeni başladığını hissediyor. Deneyimlerinin kendisine göz kırptığını, yüreğini dinlediği sürece çok da yanılmayacağını, bilgi ve birikimlerine her yeni gün bir şeyler daha eklemek gerektiğini kavrıyor. Kırılıp küsmelerin yerini anlama çabası alıyor. Kasvetli günlerin içinde sevilen bir şarkıyı tekrar tekrar dinlemenin işe yaradığını, çok korktuğunda ya da içine kapanmak ve tüm iletişimi kesmek istediğinde bir dostla sohbet etmenin, bir şiiri tekrar tekrar okumanın cesaret ve ilham verdiğini biliyorsun.

Yeni bir yaş bu. Yeni şiirler, yeni öyküler getirecek ama biliyorsun ki masanın başına geçmezsen imkansız bu. Yeni hayaller getirecek ama biliyorsun ki hayal kırıklıklarından ödün patlıyorsa imkansız bu. Yeni amaçlar getirecek ama biliyorsun ki yorulacaksın ve yorulmayı özlemen gerekiyor.

Aşk dolu bir yaş diliyorum. Gözyaşları, ayrılık, özlem ve sitem de olacak. Biliyorum ki onlardan kaçarsam aşk yok. Gözyaşı iyidir üstelik. Ayrılık çok can yakar ama biliyorum ki canın yanmadan anlayamayacağın şeyler vardır. Özlemek kavuşmaktır kim ne derse desin.

Hatalar yapacağım biliyorum ama öğrenmenin başka bir yolu yok. Hayal kırıklıklarım olacak ama biliyorum ki bu çoğu insanın vazgeçtiği hayal kurma gücünü kendimde bulmamla ilgilidir. Kırk yaşındayım ve belki bu yaşta öleceğim, belki de kırk sene daha yaşayacağım. Açıkçası bu sene ya da on sene sonra ölmekten daha çok ilgilendiğim bir şey var: Yaşamak!

Gerçeği ve gerçeğin içindeki hayali, hayali ve hayalin içindeki gerçeği görerek yaşamak.

Yasemin Şenyurt

27 Aralık 2020 Pazar

Konuşmak Lazım

 



Bir beyaz köpek, boynunda tasma, bakımlı...
Çitlerle çevrili bahçenin içinde koşturup duruyor.

Dışarıda bir başka köpek görüyor, zayıf ve yorgun. 

Beyaz köpek zayıf ve yorgun köpeği görünce havlamaya başlıyor. Havlamak değil de gürleme sanki. Havlamak değil de kükremek adeta. Bahçede daha hızlı koşuyor.

 Dışarıda yürüyen köpek onun havlamasından korkup duruyor, ileri de geri de gidemiyor.
 Biz o sırada bu olaya tanık oluyoruz.

 Bir kadın yavaş yavaş bahçeden havlayan köpeği sakinleştirmek, yatıştırmak için yanına yaklaşıyor korkusuz bir biçimde.  Bir adam tam da o anda şaşkına dönen köpeğe cesaret vermek için onunla konuşuyor, "hadi aslanım" diyor. Kadın beyaz köpekle, adam zayıf ve yorgun köpekle konuşurken içimden şiirler geçiyor.

 Zayıf, yorgun köpek adamın onunla konuşmasından cesaret alarak oradan uzaklaşıyor. Konuşmak lazım diyorum. Köpeklerle, kedilerle, bulutlarla ve denizle konuşmak! 

Yasemin Şenyurt

Dans Etmekten Yana / Yasemin Şenyurt şiiri

10 Aralık 2020 Perşembe

Büyüsün Yaşama Sevinci




Acele etme

 

Yavaş yavaş

 

Sakin sakin

 

Büyüsün yaşama sevinci

 

 

Ne halt edeceğim diye tasalanma

Yaşamak böyle işte

Hem sakin olacaksın

Hem de dikkatli

Kendini kıyasıya eleştirmeyeceksin mesela

Yerden yere vurmayacaksın

 

Yavaş yavaş

Sakin sakin

Büyüsün yaşama sevinci

Acele etme

 

Ne halt edeceğim diye tasalanma

Bir şiir sana fısıldayacak

Tekir  kedi yardım edecek

Bir film düşündürecek

 

Yolculuk sürecek

Hıza gerek yok

4 Aralık 2020 Cuma

dalgın olma


 






Karla kaplanırsa bir gün yollar

Korkarsan adım atmaktan

Korkarsan buzdan

Bir hayal büyüt

Dalgın olma

 

Bir hayal büyüt

İçinde sen

İçinde sevdiklerin

Dalgın olma

Koru kendini soğuktan

 

Bir hayal büyüt

İçini ısıtan

Güçlendiren

Dalgın olma

Korksan da adım at

 

Korksan da yere sağlam bas

Yere sağlam

Sağlam mı sağlam bas

Kardan adam kadar rahat

Kardan adam kadar neşeli

 

Bir hayal büyüt

Seni yetiştirsin

Dalgın olma

Adım at



Yasemin Şenyurt

2020 Ankara

3 Aralık 2020 Perşembe

Pişmanlığa Dair

 




Aklımıza ilk gelen cevap doğrudur

Gidip yanlışı işaretleriz

Sınavlarda

 

Kalbimize iyi gelen doğrudur

Gidip kötüyü seçeriz

Pişman oluruz

 

Pişman olunca

Aynı şeyleri yinelersek

Kısır döngü

 

Pişman olunca

Öğrenirsek

Yaşamak bu

 

Pişman olunca

Kemirir durur o eylem içimizi

Kemirir durur günlerce

Belki de yaşamın değişeceği yer tam burası

 

Sevmek ve akıllanmak zamanı gelir

Yeter ki

Değişime inan

Pişman olmuş bir şair yazıyor bunu

Gülüp geçsen de  okuduklarına

İçten içe biliyorsun

Sevmek ve akıllanmak zamanı gelir


Yasemin Şenyurt

2020

Ankara

OKUMAYA DAİR

 


 

Marsta hayat var diyorlar

Bilmiyorlar

 

Masallar mutlu biter

Bilmiyorlar

 

Engeller tükenmez

Sadece tüketir sanıyorlar

Bilmiyorlar

 

Her renkte anlam bulunur

Bilmiyorlar

 

En güzel günlerin henüz gelmediğini söylüyor şair

Okumuyorlar

 

Büyülü gerçekçi yazarlar var

Okumuyorum

 

Nasıl bir inatsa bu

Kurutuyor aslında her yeri

Can da kalmıyor anlam da

 

Kıralım inadımızı

Zor da olsa

Düşlerimize açılan ne çok kapı olur

Okusak

 

Okusak  gece gündüz

Göz görmenin ötesine geçer

Kalp çarpmanın

Akıl düşünmenin ötesine geçer

Okusak saatlerce

 

Yazmak için ne çok sözcüğümüz olur

Nasıl zengin oluruz

Bir anda

Bilmiyorlar

Bilmiyoruz

Bilmiyorum


Yasemin Şenyurt

2020 

Ankara 

2 Aralık 2020 Çarşamba

asıl soru

 



 

Salvador Dali

Neden gerçeğin üstünde

 

Kelebeklerin ömrü

Neden kısa

 

Platon

Neden idealar dünyasında

 

Şair neden melankolik

Neden olası dünyaların en iyisi olsun bu dünya

 

Descartes neden rasyonalist

Gerçeğe ulaşmak için tüm bu çaba

 

Kant neden iyi niyetten söz açıyor

Sonuçtan daha önemli niyet ama neden

 

İnsan neden aşık oluyor

Asıl soru bu değil

Schopenhauer yanılıyor

İnsan nasıl  aşık kalıyor

Soru bu

Yasemin Şenyurt

2020 Ankara

1 Aralık 2020 Salı

daha güzel yenilgiler


 

yasemin şenyurt





Aklın fikrin bulutlarda

Yere basmıyorsun adeta

Aklın fikrin renklerde

Düşlerinde hayatta hep mi mücadele içindesin

 

Sevdikçe güçleniyor

Güçlendikçe sevginden emin oluyorsun

Bir gökkuşağıdır ki

İçinden çıkıp gelmiş gibisin

 

Aklın fikrin ağaçlarda

İlkbaharda ayrı güzel

Sonbaharda ayrı

Bir ağaçla çok dertleşmişsin belli

 

Sevdikçe özgürleşiyor

Özgürleştikçe derinleşiyorsun

Tehditten tehlikeden korkmuyorsun

Başkaldırıyorsun

 

İçinde dört mevsim var

İçinde yedi renk

İçinde yedi nota, yirmi dokuz harf

Daha güzel yenilgiler tatmak istiyorsun