27 Ağustos 2014 Çarşamba

Sevgili Sartre





Hiç pişman değilim

Sevgili Sartre
İnsan hesaplarından pişman olur genelde
Ben içimden geldiğince yaşadım
Yüreğimi dinledim
Açıldım
Açıldım 

Hiç pişman değilim
Sevgili Sartre
Sözcüklerin bunca kullanılmış olmasına rağmen
Büyülü olduklarını hep düşündüm
Yanılmadım Sartre

Özgür ve sorumlu olmayı sevdim
Bu nedenle yeri geldi acı çektim
Yaşadım sevgili Sartre
Yaşamım senin kitaplarınla anlam kazandı

Özgürlüğe doğru her gün
en zor olanı içimize ördüğümüz duvarlardır demişti şair
İçime ördüğüm duvarlara başımı vura vura
Başımdan büyük işlere kalkıştım ama pişman değilim hiç
sevgili Sartre
Yaşadım diye ne zaman karar verir insan
Ölüp ölüp dirildiğinde mi
Yaşadım ben 
Ne zaman karar verdim bilmiyorum
Ölüp ölüp dirilmeye hazır olmalı insan
Uzakta durmamalı
Dalabildiğine dalmalı gözlere, düşünceye, denize

Ölüm gelse ne yazar
Silse bütün yaşayacaklarımı
Ne çıkar
Yaşadım ben
Daldım daha açıkçası
Daldım dalabildiğine

Bir yaşamım oldu ki
Övgüye değer değil biliyorum
Yine de benim o 
Hiç pişman değilim

yasemin şenyurt

23 Ağustos 2014 Cumartesi

yasemin girdabı



kapıldım gidiyorum
düşlerimle

düşünün ardına düşmeyen
benden değil

bu girdaba 
düşleri anlamadan girilmez

diyeceğim şu ki
bir girdaptan bir girdaba
gidiyorum gündüz gece

çalınsa kapım
açılsa pencerem
bil ki 
bir girdabın içi gibi

gözlerim farklı değil

yasemin şenyurt

kavuniçi


kavuniçi yok yok
dur düşün biraz

kavuniçi yok yok
dinle anla çok çok

çok yaşa diyen yokmuş

olmasın
sen devam et

sen devam et yaz
boğul, bayıl, bakış

kavuniçi değil ki o
sen devam et
gülünce daha farklısın

deniz böyle gri
gri sabah
kavuniçi değil ki hissim
gri epey gri

benimle uyuyan bir kedim var
bakışları kavuniçi
beni biraz sevsen
festival olurdu her gecem

yok yok
sen devam et
böyle de güzel

yasemin şenyurt

Aşk Meselesi




Bugünlerde aşk üzerine daha fazla kafa yorar oldum. Aşık mıyım değil miyim  kim bilebilir ama şu Ezginin Günlüğü'nü dinledikçe özellikle Sevişme Vakti şarkısını dinledikçe insan aşkla yüzünü yıkamak, uyanmak, zıplamak ve yazmak istiyor. Şarkı neler neler diyor aslında...





Hem aşk nasıl bir şey ki insanı aynı anda akıllı aynı anda deli kılıyor. Bana kalırsa deli etmesi daha güzel tabi o ayrı. İnsan aşksız yaşayamaz gibi bir iddiam yok tabi o da ayrı. Bir kere yaşamak meselesi başlı başına baştan çıkarıcı bir mesele. Durum öyle olduğu halde yaşanan dramlar insanların bu meseleyi ne kadar yanlış anladığını açıkça ortaya koyuyor. 

Hem aşk nasıl bir şey ki insanı aynı anda çocuk aynı anda yetişkin kılıyor. İnsanı insan eden şey ayrılık, acı, ölüm mü olmalı? Şiirlere yakınlaşın ve inanın bana yaşamak meselesini daha derinden kavramak için şiirlere yakınlaşmanız yetecek. 

Bugünlerde aşk üzerine kafa yordukça aklıma gelen en mühim şey mektuplar. Kişinin kendine ya da sevdiği insana yazdığı mektuplar. Nasıl güzel olur o mektubu yazmak, okumak, başa dönüp tekrar tekrar okumak...

Bir mektup, bir şiir, bir şarkı :)

Bütün Dünyaya Sırtınızı Dönün






Mutlaka başlanması gereken veya bitirilmesi gereken bir kitap vardır masanızda. O zaman açın o kitabı.


 Bütün dünyaya sırtınızı dönün bir müddet.

 Yağmur mu yağmış yoksa kapı mı çarpmış dikkatiniz dağılmasın.

 Siz siz olun açın o kitabı.

Durdurmasın sizi bir telefon konuşması ya da mutfakta yapılması gereken iş.
Açın o kitabı.
Size şu anda söylemesi gerekenler var. Bütün dikkatinizi toplayın ve cümlelerin içinize işlemesi için açık olun. Açın o kitabı.

 Belki yarın çok geç olacak. Kitaplığınızda durduğu için her an okuyabileceğinizi düşünmeden açın o kitabı. 

Belki hayatınıza şu anda yapması gereken bir müdahale var. Biraz zaman ayırıp  biraz ilgi duyarak o kitabın içine dalın. Göreceksiniz ki o kitap sizi değiştiriyor ve geliştiriyor.

 Açın yeni kapıları ve girin yeni bahçelere...

19 Ağustos 2014 Salı

Bir Rüyaya Övgü




Kendimi kitaplara doğru götürüyorum
Ellerimin tuhaf görünüşüne aldırmadan
Ayaklarımın yerle olan temasına aldırmadan
Odanın tavanındaki böceğe aldırmadan
İçlerinde hiç okumadığım bir kitap var
İçlerinde bana göz kırpan bir başkası
Kitaplarla dolu bu odada
Aklımı çelen şiirler var
Sana yazdığım mektuplarda bahsetmiştim
Sana yazdığım öykülerde de var
Kendimi aniden deniz kenarında buluyorum 
Martıya doğru yürüyorum
Kendimi aniden karşında buluyorum
Sana doğru yürüyorum
Bu rüya gibi

Geçişler
Renkler
Her şey ama her şey kayıyor
Sabit olan sensin
Sana doğru yürüyorum
Biraz sonra yağmur yağacak

Kayıyor belli belirsiz gökyüzü
O aklımı çelen şiirdeki sözcükler de kayıyor
Sen olmasan ben de kayıp gideceğim

Bir rüya gibi
Sadece şu şarkıyı dinle
Anlayacaksın

Seninle karşılaştık
Çünkü her şey anlam dolu

Bir elbisem vardı üzerimde
Gökkuşağı gibi
Sana doğru yürümekteydim
Kitapların olduğu yerde buluşalım dedin
Geri döndüm odaya ve seni bekledim
Sen hep geldin
Bir rüya gibi

Çünkü her şey anlam dolu
Geçişler
Renkler
Aklımı çelen her şey


14 Ağustos 2014 Perşembe

Sen ve Ben





Nasıl yorgunum

Anlatamamaktan
Nasıl mutluyum
Anlatamamaktan

Tabiattayım
Kuşkularım geride kaldı
Denizdeyim
Kuşlar gözlerimde kaldı

Bir dilek tutuyorum
İçindeki sen oluyorsun hep
Biraz içiyorum
Aklıma başka başka geliyorsun

Bu sabah aşktan ve yağmurdan kaçanlara bir ders verdim
Bu akşam kederimle ölmek üzereydim 
Sen aradın

Denizdeyim
Peşimde gece
Peşimde çocuklar
Peşimde yıldızlar
Çok hayalperestim
Yine de bu benim
Ver ellerini

Bu kaçıncı diyorlar
İnanmayacağız artık sana diyorlar
Sen inanır mısın?
O yeter

Bu sabah deliye döndüm
Bu gece uydum bütün masallara
Bu gece inandım bütün güzel şeylere

Benimle inanır mısın?

Şimdi bir ayrılık türküsü söyleniyor uzakta
Benimle üzülür müsün?

Yine gözlerimden yaş geldi
Gözyaşı mı ne
Beni kandırır mısın?
Kanmaya dünden razıyım

Bütün güzel şeyler bizi buluyor nasılsa
Kötü şeylere de kötü demiyoruz biz
Öyle güzel olsun kafamız
Bana sevdiğin şeyleri anlatır mısın?

Ben kendimi sana bıraktım 
Şiirlere bile değil
Sadece sana bıraktım

Benim ellerim çok titriyor
Bu şiiri kendine uzatır mısın?

yasemin şenyurt