25 Kasım 2022 Cuma

19 Kasım 2022 Cumartesi

Kırk iki


 

18 Kasım 2022 Cuma

Gerçekliğin Acımasız Şiddeti

 


EVRENİN MELEKLERİ HAKKINDA: 


 GERÇEKLİĞİN ACIMASIZ ŞİDDETİ


Şizofreni tedavisi gören bir bireyin iç dünyasında neler olup bitmektedir? Şizofreni tedavisi gören bir bireyin yaşamında nasıl bir desteğe ihtiyacı vardır? Bu ve benzeri soruları sık sık soruyor ve cevaplamaya çalışıyorsanız Evrenin Melekleri filmini izlemenizi önerebilirim. Film pek çok açıdan insanı düşündürüyor, soruları çoğaltıyor ve cevapların tahmin edilenden farklı olabileceğini vurguluyor. 


Paul'ü tanıdım ve psikiyatri kliniğindeki arkadaşlarını tanıdım. Paul'ün ailesini tanıdım. Paul ile beraber gece elimde teyp sokakta yalın ayak yürüdüm, polis arabasına bindim ve yıllar öncesine gittim. 


Film "bana bir hikaye anlat Paul" diye başlıyor. Paul hikayeleri çok seviyor. Şair olduğunu ve bu dünyaya ait olmadığını düşünüyor. Bu dünyaya ilişkin çok şey söyleyen film Paul'ün hikayeleri neden çok sevdiğini de söylüyor aslında. Birey bu dünyaya ait olmak için ailenin, okulun ve toplumun her sınavından başarıyla geçmek zorundadır. Bu sınavlarda kopya çekilebilir ama kopya çekenler veya kopya çekmeden bu sınavlarda başarılı olanlar, yüksek not alanlar toplumda çok saygın kişiler olabilir ve ailelerine imkan sunmak, daha varlıklı olmak için sürekli başarının peşinde koşabilirler. Kendileri olmak konusunda, anı yaşamak konusunda,çelişkiler karşısında hep beklentilere göre hareket eder ve kazanırlar ama iç dünyalarını yitirmek pahasına...


Paul aşık olur ve aşık olduğu kadın kendisinden ayrıldıktan sonra sorunlar yaşamaya başlar. Gizli bir gücün kendisini durdurmaya çalıştığını düşünür. Komşusuna yazdığı mektuplar ailesinin durumu daha iyi anlamasını sağlar ve bir şey yapmak zorundayız diye düşünürler. Dünyadaki son insan olduğunu ve odasını gemiye çevirmesi gerektiğini düşünür ve babasına sorar:" Gemiye binecek misin?" 


Sesler duymaktadır, acı çekmektedir. Onu duyan, anlayan bir kişi olsa ve ona yakın olan bir kişi olsa... Arkadaşı onu telefonla arar ama cevap vermez. Psikiyatri kliniğine yatırılır ve deliler dünyasına ait olduğunu düşünür. Ait olmak üzerine düşünürüz. Bir yere, aileye, topluluğa ait olmak kişiye neler hissettirir, neler kazandırır ve neler kaybettirir? Paul "artık tescilli bir kaybeden" olduğunu söyler bize. Paul'ün psikiyatri kliniğindeki arkadaşlarını tanırız. Onların iç dünyalarını yitirmemek için verdikleri mücadeleden yorgun düşmüş olduklarını ama bunu dünyanın anlayamadığını, dünyanın acımasızlığının en somut halini görürüz hastanedeki görevli personelin tutumlarında. 

Paul doktor hakkında olumlu düşünmekte ve şöyle demektedir: " Doktor bize çok iyi davranıyor. Sanırım bizi kendine diğerlerinden daha yakın görüyor" 


Yakın olmak, yakınlaşmak ve yakın hissetmek hakkında düşünürüz. Belki de Evrenin Melekleri bize bunu her açıdan düşündürmek ister. Paul ile Rognvald'in kısa gezisinde Paul ve arkadaşının birbirlerine açılmaları çağımızın hastalığının yakınlaşamamak olduğunu düşündürür. Uzaklaşırız ailemizden, eğitim hayatımızdan ve toplumdan... Uzaklaşmayanlar ama iç dünyalarının farkında olanlar bu çelişkiden dolayı acı çekerler. Toplumun bu çelişkilerin farkına varıp iyileşmesi belki de bütün bireyler için en güzel gelişme olacaktır. Sağlığı hastanelerde aramakla yanılıyoruz. 


Filmin beni en çok gülümseten yeri Paul'ün doktoruna söylemiş olduğu şu sözlerdir: " Eğer bu şekilde konuşacaksan yer değiştirmemiz gerekecek" 


Evrenin Melekleri filmi hakkında Şizofreni Yazıları dergisinde Prof.Dr. Haldun Soygür'ün yazısını okudum ilk önce. Daha sonra büyüklük sanrıları yaşadığım dönemlerde Haldun Hoca bana filmdeki dahiyi almaya geldim sahnesini anlattı, beni gülümsetti.


Büyüklük sanrılarının etkisinden kurtulmak zor bir süreç ama daha zor olan bıçak sırtında yaşamak... Daha zor olan insanların size güvenmemesi ve yakın ilişkilerde hissedilen uzaklık... 


Evrenin Melekleri birey ve toplum ilişkisi yeniden kurulabilir mi sorusu üzerinde durmamı sağlayacak. 


Yasemin Şenyurt