31 Aralık 2013 Salı

Yüreğini Aç

Yüreğini aç
Yüreğini aç
Cesur ol
Ancak o zaman sevebilir
Ancak o zaman
Yaşarsın

Yaşama karış
Bir insanı tanı
Onu anla
Ona kendini anlat
Özgürleşirsin

Paylaş o simidi
Dinle o şarkıyı
Yüreğini aç
Ancak o zaman
Yaşarsın

Ağaca sarıl
Kırılmaktan korkma
Ara ve sor
Düşün ve anla
Yüreğini aç
Yüreğini aç

Gökkuşağına koş
Toprağa dokun
Kediye su ver
Kendine şans ver
Hayata şans ver

hayaller bazen...




2014 sabahının ilk saatlerini yaşıyorum.

Deniz kenarında oturmuş olarak hayal edebilir miyim kendimi?

Bir trende MFÖ dinlerken ve kitap okurken de hayal edebilirim.

Şu hayalgücü ile 2016 sabahını bile yaşarım.

Kütüphaneden eve giden yolda fotoğraf çekerken ıslık da çalabilirim.

Ne çok olanak var!

Ne işe yarar şu hayaller derseniz ben size cevap veremem. Gerçekten mi diye şaşkınlıkla bakarsınız yüzüme ama yine de cevap vermem. Cevap verecek başka arkadaşlarınız vardır.

Hayaller bazen  benim zannettiğimden daha değerlidir. Hayaller bazen hayattan daha inatçıdır. Hayaller bazen bizi bırakır ve giderler...

30 Aralık 2013 Pazartesi

2014'ün bilinmezliği karşısında



2014 geliyor ve gelirken neler getirdiğinden haberimiz yok. Güzelliği de buradan geliyor. Bilinmezliğinde saklı güzelliği... Sanat ve felsefe dolu bir yıl olmasını diliyorum kendim için. Barış ve özgürlük de olmalı hepimiz için. 2014 gelirken güzel kararlar almayı, doğru zamanlarda doğru yerde olmayı da diliyorum. Sağlık olsun en başta. Acılar karşısında farklı bakış açılarını işin içine katabilmeyi diliyorum. Sevinçler, başarılar karşısında kendime ve sevdiklerime hediyeler verebilmeyi diliyorum. Gelsin de nasıl gelsin diye sorarsanız benim cevaplarım bunlar. Bu yılla ilgili en önemli dileğim tezimi bitirmek ve Dr. Yasemin Şenyurt olmak :) Çalışacağım!

28 Aralık 2013 Cumartesi

İŞARETLER, YARATICI OKUMA VE EMPATİ


Hayatımızdaki işaretleri yaratıcı bir şekilde okumamız gerektiğini düşünmeye başladım. Çünkü işaretlerin anlamı bir kitapta ya da bir sözlükte yok. Doğru okunmasının mümkün olmadığı bilgisi elimizde dururken onu okumaktan kaçmak bir çeşit tembellik. Böylece her işaretin farklı farklı anlamları olduğunu görmek ve onu okurken aslında geçmişten, gelecekten ve diğer insanlardan çağırdıklarımız olduğunu anlamak yaşamı zenginleştiriyor. Eğer bir işaret herkes için farklı anlamları beraberinde getiriyorsa nasıl anlaşacağız sorusu da gündeme geliyor. Ama yaratıcı okuma nasıl anlaşacağımız sorununu bence bir şekilde çözebilir. Yaratıcı okuma sırasında o işaretin başka bir insan için hiç de o anlama gelmediğini fakat kendi yaşantılarımızla ilişkili olarak o işaretin o anlama geldiğini kabul ederiz. Kendi yaşam öykümüzle ilişkili olarak o işaretin anlamlar kazandığını bilmek de bizim empati yapmamızı kolaylaştırır. Çünkü biliriz ki bir başka insanın yaşam öyküsüne dokunmadan onun tek bir işareti okumasından kim olduğu sonucuna kolaylıkla varamayız.
YASEMİN ŞENYURT

13 Aralık 2013 Cuma

Yaşamış Olmak Şart mı?


                                                             


Yaşamak içindi bu telaş
Bu kalabalıkların içinde gökyüzüne dalıp gitmeler
Kitapların içinde bir kitap olma arzusu
Gözlerim titrediğinde
Üşümüş olmam şart değil
Yaşıyordum 
İçinden çıkamadıklarımla
Yaşıyordum
Dilimin ucuna gelen şarkılarla
Fakat 
Yaşıyor muydum
Duyuyor muydum
Yoksa bir nehri dinlerken ölmüş müydüm?
Yoksa kemanın altında ezilmiş miydim
Yoksa hiç doğmamış mı?
İnanmalı mıyım bu kış
Düşündüğüme 
İnanmalı mıyım
Başka insanlara
Nedenlerimize
Kahveye ve süte
Okuduklarımıza
Yaşamış olmam şart mı
Aşka inanmak için
Yaşıyor olmam şart mı
Adımlarımı duyuyorum
Yoksa sinemada rüya görüyor olamaz mıyım
Adım atmayı daha öğrenmemiş olduğum zamanların rüyası bu
Yaşamış olmam şart mı
Aşkla yaşıyor olmak için

Yasemin Şenyurt/2013

3 Aralık 2013 Salı

Bırakma Gözlerini





Yalnız
Kederli
Bırakma gözlerini
Gözlerin çoğalmalı
Renginden

Yalnız
Kırık
Bırakma gözlerini
Gözlerin buluşmalı
Yıldızlı gökyüzüyle

Yasemin Şenyurt