30 Haziran 2020 Salı

Kurtlarla Koşan Kadınlar Kitabı Hakkında

 


 

Nietzsche’nin Bengi Dönüş düşüncesi benim yaşamımı şekillendiren önemli unsurlardan biridir. Bu düşünceye göre kişi şu anda seçtiği eylemi, yaşamı bin kez yaşayacak olsa yine seçip seçmeyeceğine göre karar vermelidir.  Böyle bir soru sormayı çoğu zaman unuturuz. Bin kez yaşayacak olsam yine bu seçimi mi yapardım sorusu önemlidir. Bu soruyu okuyacağımız kitaplar için de sorabiliriz. Bin kez yaşayacak olsam Kurtlarla Koşan Kadınlar kitabını okumak isterdim ve okudum.

Kurtlarla Koşan Kadınlar kitabını okurken yaşamımın farklı dönemlerinde yaptığım seçimleri sorguladım. Kitap beni farklı yolculuklara çıkardı. İnsan ilişkilerinden kendimle olan ilişkime ve  kararlı olduğum, ısrar ettiğim, vazgeçmediğim tüm anlara doğru…. Hayat/Ölüm/Hayat döngüsünü, yaratıcılığın önemini, bizi kendimiz olmaktan alıkoyan şeyleri, eve dönüşü bu kitapla beraber daha iyi kavradım. İçime işleyen cümleleri oldu yazarın. Yaşamımdaki öncelikleri daha iyi görmemi sağladı.

Sevgi konusunda öğrendiğim en önemli şey şu cümlelerde gizli: “Kimi zaman Hayat/Ölüm/Hayat doğasından kaçanlar, sevgiyi sadece bir lütuf olarak düşünmekte ısrar ederler. Ancak, en tam halinde sevgi, bir dizi ölüm ve yeniden doğumdur. Sevginin bir evresinin, bir yönünün gitmesine izin verir ve bir başkasına gireriz. Tutku ölür ve geri gelir. Acı kovalanarak uzaklaştırılır ve başka bir zaman tekrar yüzeye çıkar. Sevmek- hepsi de aynı ilişkide olmak üzere- sayısız sonu ve sayısız başlangıcı kucaklamak ve aynı zamanda bunlara göğüs germek demektir.”  (Estes, 2016, s. 182)

Bu bir dizi ölüm ve yeniden doğum ile karşılaştığım halde sevginin bitmek tükenmek bilmeyen güzelliklerle dolu olduğunu düşünmekte ısrar ediyordum. Bu ısrar yüzünden de ölümler karşısında kendimi yıpratıyor, yeniden doğumlara inanmıyor ve bir yerlerde hata yaptığımı düşünüyordum. Bu bakış açısı değişikliği ile  birlikte sevginin bazı yönlerinin gitmesi gerektiğini ve buna izin vermem gerektiğini anladım.

Günümüzde sevmek, umutlu olmak, iyimser olmak dediğimizde hep olumlu şeyler düşünmekteyiz ve hatta bu olumlu şeylerin en olumlu şeyler olması gerektiğine inanmaktayız. Bu yanılgı yüzünden umudun içindeki umutsuzluğu veya iyimserliğin içindeki karamsarlığı görmeye tahammül edemiyoruz. Mutsuz olmamak için bin türlü çare düşünüyoruz, sevgi dolu olmanın sadece olumlu bir şey olduğunu benimsediğimizden, olumsuz duygular hissettiğimizde-nefret, öfke, keder- paniğe kapılıyoruz, dünyanın sonu geldi zannediyoruz.

Kurtlarla Koşan Kadınlar masallarla beraber beni büyüttü. El emeği göz nuru “kırmızı ayakkabılar” ile yürümemi sağladı. Ne kadar şaşaalı, göz boyayıcı şey varsa onlara  temkinle yaklaşmamı sağladı. Kendi gerçek psişik ailemi bulmam için bana önerilerde bulundu. Şöyle söyledi mesela: “Dışarının talepleri ile ruhun taleplerini yerine getirme arasında yapacağı seçimlerin bir ölüm kalım meselesi olduğunu hissedebilir. Kendisini, hiçbir yere ait olmayan eziyet çekmiş bir yabancı gibi hissedebilir- dışlananlar için bu normaldir, ama normal olmayan şey oturup buna ağlamak ve hiçbir şey yapmamaktır. İnsanın ayağa kalkıp  nereye ait olduğunu aramaya çıkması gerekir.” (Estes, 2016, s: 200)

Ayağa kalktım ve yolculuğuma devam ettim. Yolculuğumda umut ederken ve bazen bir yerlerde durup, soluklanma, sığınma ihtiyacı hissettiğimde kendimi kötü hissetmem için bir neden olmadığını ve hatta bu soluklanmanın farkındalığımı, yaratıcılığımı güçlendirdiğimi söyledi kitap. Hareketin içinde dinlenme var ve umudun içinde umutsuzluk var. Eğer biz yaşamı anlamak ve anlamlı kılmak istiyorsak; kötü ya da olumsuz şeylerin, yaşamımızı  değiştirme gücünün bazen olumlu şeylerden daha etkili  olabildiğini hatırlamalıyız.

                                                                                                              Yasemin Şenyurt



 

Kaynaklar

 

Estes, P. C. (2016) Kurtlarla Koşan Kadınlar. İstanbul: Ayrıntı Yayınları

 

 

 

 

 


29 Haziran 2020 Pazartesi

en sevdiğim düş



Adını bilmediğim çiçekler yetişiyor aklımın ormanlarında
Kokularında kaybolduğum
Bir çiçeği alıp vazoya koymak ne denli zor

Adını bilmediğim nehirler denizlere karışırken
Şarkılar söylemek
Kendiliğinden 

Aklımın ormanlarında bir efsane dolaşıyor
Efsane tekrar ettikçe
Esrarengiz bir güç doluveriyor ciğerlerime 

Aklımın ormanlarında yollar engebeli
Gece başkaları için korkunç olabilir orman
Bana kalırsa şiir 

Yara bere içinde kalmıyorum dersem koca yalan
Çığlık hiç atmadım dersem 
Hiç korkmadım dersem kim inanır
Yine de haki yeşilidir 
En sevdiğim renk
En sevdiğim düş ise hakikattir 

Yasemin Şenyurt

29.06.2020
Ankara

21 Haziran 2020 Pazar

İnatçı Mavi Şarkı


 
Kalbimle konuşunca
Bahar gelir
Şiirime
Şiir
Görmenin ötesi
Şiir
Gökyüzünün içi
Şiir
Siyah beyaz bir fotoğraftaki
İnatçı mavi şarkıdır
Dinlerseniz
Bilirsiniz
Şiir
Özlemdir 

Şiir
Tepeden aşağı kendinizi
Uçarcasına bırakmak değil

Şiir
Tepeye doğru 
Yürümektir 
Adım adım

Şiir
Gerçeği karşılamadır
Ağırlamaktır onu 

Yasemin Şenyurt
21.06.2020

19 Haziran 2020 Cuma

Şiir ve Çay



Sabaha şiir ve çayla başlamalı
İnsan yüzünü şiirle ve çayla yıkamalı
Sıcacık olan bir günü başlatmalı
Anadilde

Sabaha anılarla başlamalı
Hayaller katarak 


Pencereleri açıp
Uzun uzun seyretmeliyiz
Bir güzel diyaloğu
Dün değil miydi demeden

Sabaha hayallerle başlamalı
Anılar katarak

Sabah serinliği biraz üşütürse
Mutlaka gülümsemeliyiz
Üzerimize geçirmeden sorumluluklarımızı
İşlerin başına geçmeden 

Hem belki bugün 
Nefes almak daha tatlı olacaktır
Hem belki bugün
Pencerelerin önündeki çiçekler
Sana bir şey söylemekteler 


Yasemin Şenyurt
20.06.2020
Ankara

17 Haziran 2020 Çarşamba

Kırılgan Dev




Kırgın bir dev yaşar içimde
Alıngan bir deniz
Sarp kayalıklar
Nefes alır
Konuşur
Islık çalar

Silahım yok
Kılıcım da
Olsaydı da 
Kullanmazdım
Kırgın bir dev yaşar içimde
Sihirli gücü var elbette

Alıngan deniz
Derinlerinde
Bir gökyüzü saklar
Uçak değmemiş

Sarp kayalıklar
Derinlerinde
Bir sonsuzluk şiiri saklar
Yüreklerimizin sakladığı gibi

Savaş açacak değilim
Bu saatten sonra bu dünyaya
Müziğin büyüsünde
Eriyip gideceğim

Sakin kalacak değilim
Heyecan duyacağım her sabah
Kolum kanadım kırık hissetsem de
Uçacağım 

Düşman kalmak isteyenler kalsın
Barışmaya niyetim yok
Hem de hiç yok
Sihirli gücümü dinleyeceğim

Mayınlar döşeyenler döşesin


Kırılgan bir devim ben
Aklının başındalığı sorgulanabilir olsa da
Yüreği hep şiire dair
Şüpheler canda can bırakmasa da

Hayalleri yüzünden
Sökülse de gözlerim yerinden
Vazgeçmeyeceğim yeni hayallerden
Ve türlü türlü hatalardan

Derin mi derin
Bir deneyimden
Yalın mı yalın
Bir öyküdür bu
Düğüm düğüm eden bütün dostları

Ne fena değil mi
Dost düşman diye ayrılmak
İntikam peşine düşmek
Ve savaşmak
Unutarak şiirleri

Ve savaşmak
Gemiler
Uçaklar
Tanklar ile

Oysa güzeldir barış
Dünyanın her yerinde
Ve insanın içinde
Güzeldir 

Kırılgan bir devim ben
Kolay kolay ölmeyen

Yasemin Şenyurt

14 Haziran 2020 Pazar

Yapraklar




Güneş yaprakları 
İçimden geçiyordu
Bu sabah
Bir ekmek lokması büyüklüğündeydi
Güneş yaprakları

Deniz yaprakları
Aklımı süslüyordu
Bütün gün
Bir ceviz tadındaydı 
Deniz yaprakları

Ev ekonomisi dersinde
Aklımdan türlü icatlar geçiyor
Odaklanamıyordum derse
Örmek bana göre değildi
Yazmayı söküyordum adeta 

Defter yaprakları
Ömrümü süslüyordu
Sonu mutlu bitsin diye bütün öyküler
Bütün öyküler 
Mutsuz başlıyordu

Bu benim tarzım
Bu benim pencerem
Penceremi süslüyordu
Pati yaprakları
Tekir ve sarman kokuyorlardı

Yasemin Şenyurt

14.06.2020
Ankara

Gözyaşı Bahçesi





 
Tempolu yürüyordum
Dalgalara uyarak
Günahlarıma bir yenisini ekleyerek
Olmayacak düşler kuruyordum

Gazete alıyordum her gün
Başlıklara göz atarken
Ufuk çizgisini düşünüyordum
Olmamanın estetiğini

Bira içmeyi bırakmıştım
Sigarayı azaltıyordum
Tempolu düşünüyordum
Yeni şarkılar söylemek için
Yürüyordum

Trafik lambasına yakalanıp
Gök gürültüsü uyduruyordum
Kitabevine yakalanıp
Aydede kitabını soruyordum
Yazarı ve yayınevi olmayan o kitabı

Sokakta klip çekiyordum
Aklımda olmamanın estetiği
Kamerasız üstelik
İçim dışım bir olana kadar
Çarpım tablosunu unutuyordum

Ankara 
Kederli ve bir o kadar cesurdur
Kediler 
Meraklı ve duyarlıdır
Kitaplar
Aşk yüzündendir

Ben yönümü kolay kolay bulamam
Adres tarifinden hiç anlamam
Kaybolmamdır aslolan
Tempolu kaybolurum
Bulmak isteyenler bilir 
Döneceğim 

Bir ipucu noktası vardır aklımda
Bir anı
Bir şiir
Bir özlem vardır
Döneceğim mutlaka

Özlemim öyle büyür ki
Gece
Gözyaşı bahçesine dönüşür
İyidir bu
İyidir böyle ağlamak


Yasemin Şenyurt
13.06.2020
Ankara

12 Haziran 2020 Cuma

İki Kedim Var





İki kedim var
Hiç çiçeğim yok
Adım Yasemin

İki kedim var
Şiirlerim takip ediyor beni
Korkuyorum bazen
Yaşatıyorlar çünkü
Ölüm akıllarına gelmiyor ki

İki kedim var
Biri diğerinden tatlı
Diğeri birinden akıllı
Biri pembe burun
Diğeri serseri bey

İki kedim var
Çiçekler de hayallerimde
Adım Yasemin
Yirmi yaşım
Gözyaşım

Gözyaşıma şarkıları karıştırdım
Umutluyum
İki kedim var
Adım Yasemin
İçimde mis gibi özlem 

Yasemin Şenyurt
12.06.2020 
Ankara 

Yalnızca Yalnız Olmamak




 
ben yalnızca
yalnız olmadığımı biliyorum
insan yalnızca yalnız olursa
anlayamaz insanı ve hayatı

ben yalnızca
yalnızca yalnız olmadığımı biliyorum
insan yalnızca sevgi olabilmeli
yalın ve derin bir sözcük bulmalı
acılar saplandığında
merhem olacak 
yağmur ertesi güneş gibi 

yalnızca ben
ölebilmeyi umdum uykumda
yalnızca yalnız olmadığıma uyanınca
kalbim 
türküler söyledim 
beynimde
dilim şaşkın

insan sevince
yalnızca yalnız olamazmış
bu ömür bunu öğretiyor 
her anda

yasemin şenyurt
12.06.2020
Ankara