21 Temmuz 2018 Cumartesi

Boyum Uzadıkça


Fotoğraf: Yasemin Şenyurt


Varoluşçu bir filozof olacaktım
İnanıyordum Kierkegaard kadar
Çantamda Korku ve Titreme

Mezun olacaktım acıdan
Kaldım sürekli
Öğretmeni duyamıyordum
En arkada
Boyum uzadıkça

Bir yetişkin olacaktım az kalsın
Çocukluğum üzerine yemin ederim ki
Küfür öğreniyordum
Küfrün küf kökü yüzünden 
Bıraktım zararlı sözcükleri 

Yasemin Şenyurt
2018 Temmuz
Ankara

Hüzün Benim Diğer Adım


Fotoğraf: Yasemin Şenyurt



lila bir tekne 
içinde çiçekler doğmuş
hüzün benim diğer adım

bileğimde çınnnn
eder yeryüzü
ispatıdır anıların

Yasemin Şenyurt
2018 
Ankara

16 Temmuz 2018 Pazartesi

Kalbimde Duruyorum





Kendimi kaybettiğim yer ile bulduğum yerde, kalbimde duruyorum. Şimdilik kimse burada olduğumu bilmiyor. Belki bir leylak görünümündeyim. Belki de kedi gibi miyavlıyorum. Neler olduğunu anlıyorum, sakin sakin düşününce ve yadırgamalardan uzakta. Zamana, yalnızlığa ve düşünmeye ihtiyacım var. Kalbimin kapısı açılınca, durmadım, tereddüt etmedim, içeri girdim. Burada üşümüyorum ve terlemiyorum. Burada olmanın tadını çıkarıyorum. Bir andır sonsuzluk. Bir dilimdir acı. Bir bütündür hayat.
İyi olmak aslında burada durmak ile ilgili. Uzun süredir kapıyı çalıyordum ama açılmıyordu. Açılmasını da beklemiyordum uzun süre. Kapı açılıverdi. Aklımı buldum burada. Bir şiirin bitmemiş ve bitmek istemeyen halini buldum, hak verdim.
Aklımı kalbimde bulabileceğime ihtimal vermezdim.
Dinleniyorum ve anlıyorum.
Anılarımı buldum. Benim ben olmamı sağlayan sözcükler de kokular da burada.
Bulduklarımı yanlış yerlerde aramamın zaman kaybı olmadığını anladım. Gündüz ve gece hep eşit burada ama bir an sonsuzluk. Ayaklarım yerden kesildi... Uçabildiğimi gördüm. Hak verdim geçmişte kalanlara.

Ben olmak için sürprizlerden, mucizelerden vazgeçmek gerekmiyor. Aksine burada olduğum zamanlar bana en çok güvenilecek şeyin belirsizlik olduğunu öğretti. Kişinin kendini bulması için kurallar kitabı yok. Haritası, pusulası, sözlüğü yok. Belki bir kaktüs görünümündeyim. Belki de patlamak üzere olan bir balon. Nasıl görünüyor olursam olayım en güzel şarkıların çaldığı bir müzik kutusunun yakınındayım. Kalbimde duruyorum. 
Yasemin Şenyurt
16.07.2018


11 Temmuz 2018 Çarşamba

Ev Nedir?




 Ev, başını sokabileceğin yerdir. Başının ağrısına bin türlü devanın yeridir. Ağlayabileceğin ve utanmayacağın tek göz odadır. Havlunun değişme halidir. Kedilerinin mama kabının dolup dolup taşmasıdır. Meraklı ve elleri şeftali kokan bir annenin kapıyı açmasıdır. Mısırın haşlanmasıdır, tenceredeki dibin kazınmasıdır ve penceredeki buğudur. Kitabın içindeki fotoğraftır. Uyuyorum galiba derken kendini kahve içerken bulmaktır. Kasedi tekrar tekrar dinleten o ölümsüz şarkıdır. Elektrik süpürgesinin etrafa hükmetmesi, çamaşır suyunun kokusu, yara bandının bulunamamasıdır. Damacanadan gelen su, su ısıtıcının şipşak hazırlığı, kabloların kediler tarafından kemirilmesine ses çıkarmamaktır. Perdelere tırmanmalarına ses çıkarsan da o sesin pek anlaşılamamasıdır.
Ev açan akşamsefasıdır. Dertlerini bir süreliğine rafa kaldırmaktır. Denize yakındır en çok. Kuleler, mağaralar, uçurumlar doludur odaları. Boğazına takılan kılçıktan kurtulmaktır. Şarkıların arka arkaya gelerek seni perişan edebilmesidir. Dört işlemi zar zor yaparken çarşının hiç de insaflı olmadığını bilmektir. Bembeyaz bir yastıkta rimel lekesidir. Mutfak önlüğünde salça izidir. Bahçenin usul usul sokulmasıdır evin dolaşımına. Hani bunun ilk sahibi diyebilmektir. Çatıdan giren düşlerin kap kacağa yeni biçimler vermesidir. Eşyanın duygulanmasıdır. Derli toplu olmaya çalışırken iğne atsan yere düşmeyecek bir bölgede olduğunu kavramaktır.  
Yeri gelince hurçları açmaktır. Baharı içine işlemektir. Duvarlarda asılı resimlerin seni yolculuğa çıkarıvermesidir. Cezveden taşan kahvedir. Bir türlü sabahı edememektir. Bir türlü telefonun çalmamasıdır. Telefon çalınca açamamaktır.
Kendi kendine ladese tutuşmaktır. Kibriti bir türlü yakamamaktır. Çakmak bulamamaktır. Sigaranın sigara olduğunu tuhaf biçimde sezmektir. Yaşama ama dolu dolu yaşama deneyleri yaptığın  öğle saatlerinde kapının söküldüğünü hissetmektir. Yazmak istediğin şeylerin seni yaka paça masaya sürüklemesidir. Solipsizm hakkında kafa yormaktır. Ev nedir ki dediğin yerde saç diplerinden ter boşanmasıdır. Sırtında bir patinin dolaşmasıdır.

En sevdiğin şeylerin biriktiği yerde bir dal bir gökyüzü oluvermektir.
Yasemin Şenyurt
11.07.2018
Ankara