30 Nisan 2017 Pazar

Benim de kanatlarım olacak mı?





Ahmet sorular soruyordu ardı arkası kesilmeden. Etrafında olup bitenleri anlamaya yönelik bu çabası o kadar masumdu ki… O kadar masumdu ki Ahmet yabancı biri ona gülümsediğinde yüzü pembeleşiyordu. Yağmurlu bir Pazar sabahı, Melahat oğlunu  karşısına aldı ve onun kendisini anlayabileceğini düşünerek şöyle söyledi: Yalnızlığa çeki düzen vererek altından kalkabilirsin hayatın. Bütün kötülükleri bir çırpıda temizlemen mümkün değil… İnsanın içindeki kötülüklerden arınması mümkün olsa bile bu hemen olacak şey değil. Hemen olacak şey değil iyileşme.

Ahmet sessizleşti aniden. Annesi onun düşüncelere daldığının farkındaydı. Ona buzdolabından en sevdiği dondurmayı uzattı. Ahmet şaşkındı. Komşulardan biri her an gelebilir, kapı çalınabilir ve Melahat gidebilirdi. Sabah kahvesinin ve sohbetin tadını çıkaran komşuları vardı Melahat’in. Ahmet’in gözlerinin içine bakarak “Anlıyorsun değil mi oğlum?” dedi. Ahmet başını öne doğru hafifçe salladı. Onaylandığını hisseden Melahat sözlerine gözleri dolu dolu devam etti:
Yaşam suni nefesler aldırır durur.
Yaşam, keşke ile doldurur insanı.

Kendine bir dolu yüklenirsin, şu olmalı, bu saatte şu kadarı bitmeli, o değil bu giyilmeli derken sızarsın, sızlanırsın. Sızlanmalarının bir noktaya varmadığını anlamakla yepyeni bir hayata adım atabilirsin. 

Ahmet annesinin o sabah tuhaf bir hali olduğunu sezdi. İçinden annesine sarılmak geldi ve kendisini tutmadı, annesine sarıldı. “Bir yere gitmiyorsun değil mi?” dedi annesine sarıldıktan hemen sonra. Söylediklerimi iyi dinle oğlum dedi Melahat. Ahmet kulağını dört açtı, şaşkın ama en çok da hayran hayran annesini dinledi. Melahat öksürdü, sigarasını söndürdü ve şöyle dedi:

Köşeye sıkıştırılmış, kapana kısılmış gibi hissettiğinde genelde ruhunun derinliklerinde kurtarıcı güç bekler. Sen onu duy ve anla ister. Kendine şans vermezsen onun sesi kısılır, cümleleri anlamsızlaşır. Ruhunun derinlerinde bekleyen kurtarıcı güç sana bazen sadece bir cümle fısıldar, o cümleyi özenle işleyebilirsen o öykü olur.

Ahmet gülümsedi, ruh nedir diye sormaktan vazgeçti.
Ahmet annesinin köşeye sıkışıp sıkışmadığını düşünürken içi sıkıldı, odasına giderken annesi seslendi: “Bir yere gittiğim yok, küsme hemen.” Ahmet annesine hayran hayran baktı. “Ben de kurtarıcı güç olabilir miyim ruhun derinliklerinde bekleyen?” diye sordu. Annesi ona bakarken Ahmet annesinin omzundaki kanatları fark etti. “Anne senin kanatların çok güzelmiş, neden ilk defa gördüm?” dedi. Beni anlamak için kulağını dört açıp dinledin ya belki bu nedenle gördün dedi Melahat. “Benim de kanatlarım olacak mı?” dedi Ahmet. O sırada kapı çaldı, kahve zamanıydı, Ahmet resim yapmaya koyuldu.


 Yasemin Şenyurt
2017 Nisan
Ankara

24 Nisan 2017 Pazartesi

Küpe Çiçeği ile Tanışmak




Küpe çiçeği ile tanıştım. Onun adının küpe çiçeği olduğunu bilmeden yaşamış gitmişim. Küpe çiçeği, küpe çiçeği, demek sensin, sensin işte dediğim zaman arkadaşım “bunda ne var bu kadar şaşıracak, garipsin ya” demişti. Garipliğimi bilirim çocukluğumdan beri. İnsan hayata uyum sağlayamadı mı, diğer insanlarla aynı sohbete katılamadı mı garipleşir. Gözleri dalar gider kimi zaman bir ütopyaya. Kimi zaman geçmişi çağırır en sevdiği sözcüklerle. İnsanlar ona kendi kendine konuştuğu için gülerler çok acımasızca.  
Küpe çiçeği de garipleşir mi?  Tuhaf huylar edinir mi? İnadına gülümsemek, denize dalmak gibi? Dalıp gider mi o da bir ütopyaya? Kitap okur mu susamışçasına? Aşık olur mu?
Cevabı olmayan sorular sordukça kanatlarım pırıl pırıl oluyor, ister inanın ister inanmayın.
Kanatlarım var benim çizgili, gökkuşağından ödünç almış renkleri.
Kanatlarım dalgalı, mavi, lacivert, yeşil.
Kanatlarım şarkılar söyler benden bağımsız.
Küpe çiçeğine sordum, sen de sever misin şarkıları? Küpe çiçeği konuştu. Arkadaşım duymadı onu. Küpe çiçeği yeniden gelirim yanına, yalnız gelirim üstelik, daha çok konuşuruz. Kanatlarımı anlatırım sana, ne zaman farkına vardığımı, neler başardıklarını anlatırım.
İster inanın ister inanmayın ama küpe çiçeği konuştu. Belki yeniden yanına gittiğimde, belki biraz sonra, belki de gelecek yıl inanıyorum ki biz dost olacağız onunla.

Demek sensin küpe çiçeği, benim adım da Yasemin. İstersen bana Gül diyebilirsin. İstersen de Derin de. Sen karar ver küpe çiçeği, olur mu?

Yasemin Şenyurt
2017 Nisan
Ankara 

17 Nisan 2017 Pazartesi

nisan şiiri




Beni anladığın an 
Başlangıçların en güzeli

Canlanan toprağa merhaba
Çiçeğe duran ağaca merhaba
Güneşe bak

Çayından aldığın yudumda gizlidir neşe
İşçinin alın terinde gizlidir sabır
Dört işlemi, alfabeyi unuttuğun andır aşk
Aşkta gizlidir incelik

Kavradım ki
Türkülerde gizlidir umut
Dertlerin en adam edeni gelsin duasındadır dostluk

Sözcüklere gerek duymamaktı
Başlangıçların en güzeli 

yasemin şenyurt

9 Nisan 2017 Pazar

anların anlamı



Seninle dopdolu bir ömür yaşamak isterdim 
Seninle dopdolu bir an yaşamanın 
Sonsuz güzelliğini tatmadan
Anlamını kavramadan önce 
Seninle dopdolu bir ömür yaşadığımı biliyorum şimdi
Anların anlamı mevcudiyet ve yoklukla belirlenmez
Sevda her türlü yokluğa meydan okur çünkü

yasemin şenyurt
09.04.2017
ankara

8 Nisan 2017 Cumartesi

soluk soluğa



Giz bu
"İspanyol meyhanesinde öldüğümüzü kimse bilmesin"
Kitaptan koşarcasına gelen 
Yanımda soluk soluğa

Zaman sığmıyor gözlerimize şair

Tebessüm soluk soluğa

Can mı kalır

Biraz ağlasak
Güneşlenir şehir de gece de
Giz bu

Düşlerimde bile bu denli güzel olmamış an

Soluk soluğa kalıyor dondurma

Ne üşümek mümkün
Ne ısınmak
Sensiz

Çiçekçi meydanı olsa burası
Postacı mektuplarını taşısa bisikletiyle
Gülümsese köşedeki sümbül
Konuşsa tekir
Sen soluk soluğa
Ben soluk soluğa

Ne karanlık hava
Ne aydınlık
Sensiz

Ellerim çok titresin
Yağmur çok yağsın
Şemsiyem olmasın
Giz bu
"Aldanırım ben zaten gülüşüne"

Haberim yok haberlerden
Öykülerim var öykülerden
Soluk soluğa

Yasemin Şenyurt
08.04.2017

5 Nisan 2017 Çarşamba

İmkansız Şiirin İddiasız Taslağı



Kelebeklerin kanatlarında büyü
Dünyadan uzak düşmüşler için

Keman öğrenmek isteyen gençteki telaş
Anlaşılmamış

Renkler tüplerin içinde değil
Kainata ayna her ton

Anlatmaktan yorgun eller
Şeklini buluyor imkansızın

Renkler fırçaya akıyor
Desensiz düzensiz

Fırça dalgalanıyor
Vücuda geliyor aşk

Şans eseri gözlerimdeki yaş
Şans eseri yaşıyor olmak
Şans eseri değil bir eser

Gogh yaşıyor
Sarının derinliğinde
Yıldızlar keskin

Her sabah çimenlerde oturup taslağını çiziyoruz Gogh ile 
İmkansız şiirin
İddiasız


Yasemin Şenyurt

4 Nisan 2017 Salı

eşsiz bir an




Seninle yeni yağmur damlaları
Durmuyor içimdeki çocuk
Hep gülüyor
Başım öne eğik

Senin yanında 
Masa masa değil
Sokak hiç sokağa benzemiyor
Hep gülüyor umut

Bir cümle yeni kurulmuş
Günaydın kadar güzel
Sebep sonuç ilişkisinden arınmış hayat
Seninle yeni sözcükler ve anlamlar

Yanında 
Yanında
Sanki bir denizin kalbindeyim
Sessiz

İlk defa böyle güzel görünüyor hayat

Doğru:
Eşsiz bir an


yasemin şenyurt
2017 Ankara