21 Ocak 2012 Cumartesi

Sırrının Öyküsü

Size sık sık Sırrı'dan bahsedeceğim bundan sonra...

O dünyalar tatlısı, arkadaş canlısı ve akıllı ve duygusal bir kedi. Benim kedim desem de haksızlık ederim aslında. O bizim kedimiz.

Biz kimiz? Biz Mavi At Kafe Kültür ve Yaşam Ortamında çalışanlarız. Mavi At Kafe ise Doç. Dr. Haldun Soygür öncülüğünde  şizofreni hastalarının yaşama üretken ve mutlu bir şekilde karışmaları için kurulmuş Ankara'da Beşevler semtinde bulunan bir mekan. Sımsıcak ve özel bir mekan. Söz bu kafeden de sık sık bahsedeceğim. Aslında söz vermeme gerek yok. Bahsetmeden duramam ki...

Mavi At Kafeden ismini alan bir de fotoğraf topluluğumuz var bizim. Mavi At Fotoğraf Topluluğunun kurucusu ise sevgili hocamız Fazlı Öztürk. Bizler fotoğraf çalışıyoruz ve bu çalışmalarımızı bir araya gelip değerlendiriyoruz. Daha önce Sonbahar adlı sergimizi açtık. Şu anda Hepimiz Şizofreniz sergisi için çalışıyoruz. Mavi At fotoğraf topluluğunun iki üyesi olarak (Zübeyir ve Yasemin) makinelerimizi alıp kafeden dışarı adım attık. Bir kediyle karşılaştık. Çok akıllı ve arkadaş canlısı olduğunu ilk dakikalarda anladık. Oyun oynadık onunla ve onun fotoğraflarını çektik. O ağaca tırmanıp bize oyunlar yapmaya devam etti ve o günden sonra da kafenin civarından hiç ayrılmadı. Onu görünce  seviniyorduk. Facebookta topluluk sayfamızda Zübeyir onun adının Sırrı olmasını istediğinde hemen kabul ettim. Sırrıyı zamanla hepimiz çok benimsedik. Her arkadaşımız ona yemek vermek istiyor ve bahçede görünce herkes birbirine haber veriyordu. Bir gün fotoğraf topluluğunda Haldun Hocanın mesajını gördük. Sırrının kafeye alınması için önerge veriyorum diyordu Haldun Hoca. Gözlerimizin içi ışıl ışıldı. Sırrı bizim kedimizdir diyorsam arkasında böyle bir öykü var. Mavi At Kafedeki arkadaşlarım Sırrıyı bana emanet ettiler. Sırrı benimle birlikte yaşasa da o bizim kedimiz...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder