17 Ocak 2012 Salı

Ayrılığa Dair

Dünyanın sonu değildi bu ayrılık. Ayrılığın içinde bile vardı bahtiyarlık. Gözlerimi kapasam ve beni öpsen diye düşünüyordum ki düşünceme sımsıkı sarıldım. Düşünce dünyamdan düş dünyama geçtiğimi fark edemeden ayrılmıştık. Ayrılık nedir ki eğer sevda kök salmışsa ve gövdenizden geçmiş ruhunuzun derinliklerine işlemişse…
“böyle bir kara sevda kara toprakla biter”
Aynı şehirde nefes alamamak acıydı.
Rastlaşamayacağımızı bilmek de…
Başka bir şehre uyanmak da…
Gözlerimi sımsıkı yumarsam beni öper misin?
Bahtiyar olmak ne tuhaf ve ne eski bir alışkanlık…
Dizlerimde derman kalmamıştı ki. Yere düştüm ya da düşeceğim az sonra. Kim bilebilir ki?
Zaman geçer ama bazen çok yaralayarak!
Zaman geçmez ya da geçmesin isteriz bazı özel dakikalarda.
Ayrılık nedir ki?
Bahse girebilirim: Ayrılık hiçtir.
Şarkılar söyleyebilirim. Danslar edebilirim. Ama her seferinde de bilirim: O beni deliler gibi öpsün istedim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder