21 Ağustos 2016 Pazar

Yüzümün Diğer Yarısı



Ben en zorlu geçen kışlara, ayaza, soğuğa dayanabiliyorum. Bu dayanma gücünün temelinde sevildiğimi hissetmem var. Elbette kendimle barışmış olmam ve herkesin bir öyküsü olduğuna inanıyor olmam da var. İçimi karla kaplasa da kış içimde umut ve inanç olduğu sürece bir defterim ve bir kalemim hep olacak. İliklerime kadar üşüsem de umutlu bir şiir yazabilirim. Harıl harıl çalışırken içimden ıslık çalarak geçer çocuklar. Aylak aylak otururken çocuklar bir kedinin başını okşar. Bir çiçek açar sürekli, kokusu baş döndürür ve ben o kokuda dururum. Yaptıklarımı yapmayı durdururum. Bir odaya koşarım soluk soluğa ve “yine o koku” derim…

Bir bardak demli çaya şeker atmam ama bilirim ki o çay bir davettir. Isınmaya, ısındıkça paylaşmaya, paylaştıkça sevinmeye, çoğalmaya.

Sevinilecek şeyler azaldıkça, gülüşler kısalıp, acılar uzadıkça kış daha çetin geçer. Yüzümün yarısı ayaz olsa da yüzümün diğer yarısı bahardır, umuttur, şiirdir.

Elbette kayıp düşebilir, grip olabilir, halsiz kalabilir ve yazmak istemeyebilirim uzun gecelerde. Sürekli gördüğüm o rüyada sen bazen ıslık çalan o çocuksun. Koşarak yanına gelirim. Geldiğim o ilk anlarda ve kaldığım sürede ve tam gideceğim sırada mevsim ilkbahardır. Yüzümde duyarım güneşi…
Çiçeğe durmuş ağaç olurum, kendini yenileyen toprak olurum, yağmur olurum.


Yasemin Şenyurt

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder