Vapurdaydık ve sabahın erken saatlerine rağmen gözlerimizde uykuya dair iz yoktu. Dünyaya gelmiş olmanın şaşkınlığını kırk senedir üzerimizden atamamış olmaktan duyduğumuz utanç yerini memnuniyete bırakmıştı. Simidini ısırırken sana baktım bir an ve o an bakışımı hissettin. Uzun cümleler kurmak için kendimizi zorlamıyor oluşumuz bana iyi geliyordu. Hissederek yaşadığını ve ilkbaharın gömleğinden içeri kaçtığını öyle çok hissettim ki nefessiz kaldım.
İnsanın denizi bütün hücrelerinde hissedebileceği bir sabah olamazdı o sabah seninle birlikte olmasaydım.
Aklım fikrim sana bir hediye almaktaydı. Düşünüyordum ve o hediyeyi bulur gibi olduğumda sana biraz daha yaklaşıyordum. Kalbimi denize atsam dediğimde bana baktın ve tek kelime etmedin. Gülümseyerek ve söylediğime bahane bularak bir cümle daha kurdum sanıyorum.
Simidini bitirmek üzereydin ve dalgındın. Aklıma gelen bütün cümleler dalgınlığını geçirmeye yetmiyordu. Kendimi denize atsam dedin uzun sessizliğini bozarak. Ne diyeceğimi bilemedim.
Aklıma gelen cümlelerin hiçbiri beni yatıştırmıyordu.
Bana yeniden bakmanı bekliyorum. Vapurdaki o sabahın üzerinden bir yıl geçti.
Ben dediğim o geçici birlik hali dağıldı sanırım. ..
Ben sen o Biz siz onlar
YanıtlaSilTabi bu yazıda kendimden bişeyler bulmuş olmam benim için bir parça da olsa çok fazla şaşırtıcı olmadı
"Dünyaya gelmiş olmanın şaşkınlığını kırk senedir üzerimizden atamamış olmaktan duyduğumuz utanç yerini memnuniyete bırakmıştı. "
Lakin hala o memnuniyeti yakalayabilmiş değilim.