Kitapların arasına koydum
kendimi. Kitapların arasından göz kırptım, nefes aldım. Bazen başa tekrar tekrar
dönerek, bazen bir cümlenin altını defalarca çizerek kendime yolculuklar hediye
ettim. Yolculuklar ki soluksuz bıraktı… Bazı kitaplar vardı, tekrar tekrar çağıran
sayfalarına. Bazı kitaplar ise yaşamıma aniden girdi, izler bıraktı ve o izler sayesinde anlam buldum. Bir kitabın beşinci
sayfasından ileri gidemediğim de oldu. Bir kitabın beni hallaç pamuğu gibi
savurduğu da oldu. Bazen de öyle bir kitap okudum ki yaşadıklarıma yeni bir
çerçeve kazandırdı. Bazen bir yazarı/bir şairi öyle çok sevdim ki bütün
kitaplarının ışığında görmeye çalıştım cümlelerini.
Bir gün geldi ve o gün
ben kitap okuyamam herhalde dedim, durdum, umutsuzdum. Cümlelerden paragraflara
ve paragraflardan cümlelere döne döne bir öykünün sonuna geldiğimde “okuyabiliyorum”
dedim ve rahat bir nefes aldım. Öyküden öyküye uçarken aklımda yer etti bir
cümle ve öyle güçlü yerleşti ki yaşamıma… Öykü okumak öyle iyi geldi ki sorunlara.
Bir şiir geldi davetsiz
mi davetsiz, açıldık birlikte geleceğe. Bir şiir geldi huzursuz mu huzursuz, kapandı
televizyon, sustu içimdeki efkar. Şiir bir koşu geldi, soluk soluğa, dinlendik
birlikte deniz kıyısında. Şiir oyunlar getirdi bana, sözcükler, çağrışımlar ve
inanılmaz güzellikler… Şiir düşünceli düşünceli baktı, gözyaşları içinde
kaldım. Şiir bu dünyaya itiraz etti, kabalıklara, kötülüklere ve zalimlere.
Şiir yüzünden ağaçlara sarıldım, denizi kokladım, yaprakların renklerinde
büyülendim. Şiir yüzünden unutulmaz anlar yaşadım.
İpuçları verdi bir şiir.
Ayna oldu başka bir şiir. Ok gibi saplandı bir başka şiir. Özgür olduğumu
hissettirdi, sorumluluğumu hatırlattı, büyüttü… “Gökyüzü gibi bir şey bu çocukluk”
dedi bir şair, “hiçbir yere gitmiyor” dedi hemen sonra. Kar tanelerinin
arasında geldi bazen. Bazen güneşe saklandı ama hep bana ulaştı dizeler.
Kitapların kapaklarına
mı, içindekilere mi, hissettirdiklerine mi yoksa kokularına mı bağlandım bu
kadar? Ayırt etmek imkansız belki de. Anladım ki kitapsız yaşayamam. Anladım ki
yanımda her daim kitaplar. Bağlanmak öyle doğru bir tanımlama ki…
Bir kitap öyle bitti ki
beni havada bıraktı. Bir kitap öyle başladı ki bana yazmam gerektiğini söyledi.
Yazmak, yaşamak, okumak sayesinde bugünlere gelebildim. Okuma eyleminin esrime
ile ilişkisi olduğundan eminim. Okuma eyleminin insana kökler hediye ettiğini
biliyorum.
Yasemin Şenyurt
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder