23 Ağustos 2012 Perşembe

Fotoğraf ve Anlam






İnsana ve insanların duygularına açılmanın- yeni sulara yelken açmak gibi- en anlamlı eylemi olan fotoğraf çekme eylemini nasıl daha anlamlı hale getirebiliriz? Anlam nedir sorusu üzerinde düşünelim öncelikle. Bizim için anlamlı olan bir cümle başkası için anlamsız olabiliyorsa hatta bazen kendi içimizde anlamlı bulduklarımız zamanla beraber anlamsızlaşıyorsa neler oluyor anlam dünyasında? Anlamak açık olmayı gerektirir. Kendimizi anlamak söz konusu olduğunda da başkasını anlamak söz konusu olduğunda da kapımız açık olmalı… Günlük hayatta kapılarımızı kapatma gereği duymamızın sebebi bize zarar vermesi olası olaylara ya da kişilere karşı güvende olduğumuzu hissetmektir. Anlamaktan zarar gelmeyeceğini düşünebiliriz. Bu yüzden beynimizin ve ruhumuzun kapılarını açma ve anlamak istediğimiz kişiyi ya da olayı evimizde misafir etmeliyiz. Açık olmak aynı zamanda dinlemeyi başarmakla mümkündür. Anlamak istediğimizi dinleyeceğiz ve dinlerken de istediğimizi duyup istediğimizi duymamak gibi bir tutum içerisinde olmamaya özen göstereceğiz. Tam anlamıyla anlamak için beraber sustuğumuz anlar da olacak. Anlatanın anlattığını anlatıldığı haliyle – yorum katmadan- anlamamız daima zor olacak. Bu zorluğu göze alacağız. Diyelim ki kendimizi anlamakta güçlük çekiyoruz. Kendimize karşı ne kadar açık olabiliyoruz? Kendimizi dinlerken başka seslerin etkisinde çok mu kalıyoruz? Belki de kendimizin sözünü sık sık yarıda kesiyoruz. Belki de kendimiz anlamlı cümleler kurmuyoruz.

Anlama çabası değerlidir çünkü anladıklarımız hakkında daha derin düşünme imkânları doğar. Anlamadığımız bir konuda kulaktan dolma bilgilerle fikir yürütebiliriz. Anlamadığımız bir kişi hakkında önyargılarla dolarız. Fotoğraf çekerken yaşamın içindeki anları, kişileri, doğayı dondurup kaydederiz. Aslında sadece kayıt altına alarak yaşamadığımız gibi sadece kayıt altına alarak fotoğraf da çekmeyiz. Bellek kartımızda duran görüntüler bizim için anlam taşır. Fotoğrafı çekerken fotoğrafını çektiğimiz kişiye anlam yükleriz. Her insan kendi hayatı içinde başkalarına ve kendine anlam yükler. Kimi insanlar o insan için anlamsızdır. Bazı insanlar o insan için çok anlamlıdır. Fotoğrafı çeken kişi eğer fotoğrafını çektiği kişiyi hiç tanımıyorsa o insana anlam yükleyebilir mi? Biz insanlara anlam yüklerken yaptıkları işlerden, cinsiyetlerinden, yaşlarından daha çok ilişkilerimize göre davranırız.  Bir insanla ilişki kurmadan ona anlam yüklemek ona karşı önyargılı davranmaktır. Fotoğraf çeken biri hiç tanımadığı ve ilişki kurmadığı bir insanı  fotoğraf karesine yerleştirebilir ama o fotoğrafa anlam yüklemiş olur mu?

Çöpçüleri, berberleri, terzileri, balıkçıları yaptıkları işlerden dolayı fotoğraflamak isteyebiliriz. Eğer onları tanımadan, dinlemeden, onlara açılmadan hatta içimizi onlara açmadan kadraja yerleştirdiğimizde içimiz sızlar çünkü bir başka insanın içini sızlatırız. Fotoğraf çekmek önem vermek ve anlam yüklemekse bir başka insanın fotoğrafını çektiğimizde ona önem verdiğimiz hissini uyandırırız ama fotoğrafını çektikten sonra çekip gidersek o insanın içini sızlatırız… Anlamsızlaşırız!
                                                                                                       Yasemin Şenyurt
                                                                                                                 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder