29 Temmuz 2016 Cuma

Gidelim



Ilık bir sütte erimeye bırakılmış bisküvi neler neler anımsatır… Çocukluğumdaki  Gümüş Patenler kitabını okuduğumu yıllar sonra bir antika dükkanında karşılaşınca anımsadım. Anımsadıkça yılların portakal tadını bir sene de çift dikiş gitseydim dedim. O kadar korkmaya gerek yokmuş ki… Bilmiyor bazen insan. Sanıyor ki sonu kıyamet. Seneler geçince o sıralardaki silgi tozunu, kalem ucunu bile özlüyorsun.
Özlüyorsun beslenme çantandaki sürprizi ve eve dönüşündeki sesleri. Saadet mi mutluluk mu derseniz bilmem ama biz gidelim çocukluğumuza. Biz gidelim denizi altın gibi düşündüğümüz yıllara.
Bir hatıra defterine yazılan cümleler ve gül kokusu eşlik etsin yazdığımız yeni öykülere. Eşlik etsin o masumiyet yaşadıklarımıza ve öyle çekine çekine ısırdığımız can eriği gibi dursun gelecek…
Aynaya bakıp kendimi sevimli bulduğum zamanlar eşlik etsin huysuz, hırçın ve zaman zaman çekilmez olan kendime. Gökyüzüne bakıp onlar bizim balonlarımız dediğimiz ve sahip olmaktan çok daha değerli bulduğumuz kavuşma anları ve özgürlük eşlik etsin buz gibi gecelere, bir türlü ısınmak bilmeyen uykulara.
Gidelim biz.
Sizinle tanıştığımıza memnun oldu çocukluğumuz da. Gözlerinizin içine saklayın çocukluğumuzu. Kusurlarımız, tembelliğimiz, dengesizliğimiz üzmesin sizi. Gülmek isterseniz çocukluğumuz size göz kırpar gözlerinizden.

Gidelim biz. Patenlerimizle uzaklaşırken aslında kayamadığımızı, dengede duramadığımızı görürseniz üzülmeyin. Sakın üzülmeyin. Sebep ne olursa olsun üzülmeyi bırakın, sevinecek çok şey var hem de çok. Can eriği gibi dururken gelecek bilmiyor insan ayrılığın değerini. Kıyamet sanıyor. Halbuki ayrılığın tadını bile özleyebilir insan. Üzülmeyin sakın biz giderken. Çocukluğumuz da çok memnun şimdi. Gidemedim değil mi henüz? Gidemedim işte!

Yasemin Şenyurt
2016
Ankara

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder