Güvercinlere simit
götürmek için yola koyuldum. Aklımda “bu yaşta yapılır mı bu çılgınlık”
düşüncesi ve çok çelişkili gibi gözükse de “asıl bu yaşta yapılır bu çılgınlık”
düşüncesi… İdrak ettiğim, karar verdiğim, derin bir biçimde isteğim bu. Gerçek anlamda
hayattan ne istediğini bildiğin anda başka bir kişi oluyorsun ve eylemlerin
anlam kazanıyor.
Sorularıma ve sorunlarıma
bile anlam katıyor şu andaki kararlı duruşum. Ne istediğimi, asıl beklentimi,
kendimi sekiz sene sonra nerede görmek istediğimi buldum. Yaşadıklarımdan
pişman değilim çünkü onlar sayesinde bu yere geldim. Onlar sayesinde şu anda
hayatıma yön veriyorum. Deneyimlerim bana gerçekten ne istediğimi bulduğum anda
onun için çok daha iyi çalışacağımı söyledi.
Güvercinlere simit
götürmek ve biraz da kendi başıma kalmak için yola koyuldum. Yola çıktığımda
günün başladığına dair işaretler vardı sokaklarda. Biraz yürüyünce “bu, hiç de
çılgınlık değil” dedim. Bu aklı başında her insanın hayatının bir döneminde er
ya da geç ulaşması gereken yer dedim ve sevindim.
Dirseklerim de çürüse,
gözüm de bozulsa, yorgunluktan canım da çıkıyor olsa kolay kolay vazgeçmem.
Gerçekten ne istediğimi bulduğum için şanslıyım. Hem de çok şanslıyım.
Engellere, sıkıntılara, acıya, kaygıya varım. Madem ki bu amaç beni ben yapacak…
Düşmeye, eleştirilmeye,
dönüşmeye, yıpranmaya razıyım. Düştüğüm yerden kalkmak için hayalime
güveniyorum. Eleştirildiğim yerde sakin ve anlayışlı olabilirim. Dönüştüğüm
yerde, yıprandığım yerde kendime verdiğim bir hediyem var.
Bu hayata neden geldiğini
bulmuş olmak bir insan için olağanüstü bir deneyim ve ben bu deneyimden çok şey
öğreniyorum.
Sonunda Kuğulu Park’tayım.
Elimde simit lokmaları ve bir plastik bardaktan yudumladığım çay. Güvercinlerin
hizasına geldim. Yere yakınım ve aynı zamanda bu yer, şu saat, şu mevsim bu
denli güzel olmamıştı hiç. Geçip gitti
böyle milyarlarca an ama daha önce hiç bu kadar ben olmamıştım. Daha önce de
istediklerim, amaçlarım, korkularım vardı ama daha önce hiç bu kadar aydınlık
ve net gözükmüyordu yaşamım. Korkularımı yenecek, engelleri aşacak, sıkıntının
anlamını unutacak kadar azim var içimde. Biçim verebileceğim anlamlı bir bütün
benim yaşamım.
Yere yakınım ve
güvercinler etrafımda.
Serçeler de katılıyor.
Sesleri çoğalıyor
sokağın.
Bir hazine bulmuş
olsaydım ve bana bu hazineyle ömür boyu maddi, manevi sıkıntı çekmeyeceğimi
söyleselerdi şu andaki halimden, biçim vereceğim anlamlı yaşantımdan ve bu
anlamlı yaşantı için çekeceğim sıkıntılardan vazgeçmezdim.
Yasemin Şenyurt
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder