9 Ocak 2019 Çarşamba

Cevap Tiryakileri Okumasın


Fotoğraf: Yasemin Şenyurt




Sıcacık bir tabak mercimek çorbası hazırladım kendime. Gecenin soğuğunu alır dedim ve aldı. İki kedime de süt hazırladım. Elimi, yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçaladım ve uyumaya hazırlanırken kedilerimden biri yanıma zıpladı. Gözlerine baktım, o da bana bakıyordu. "Kalkıp yazmalısın" diyordu. Ben de kendimi uyumak için zorluyordum. O haklıydı ve hiç uykum yoktu. Salona geçtim, radyoyu açtım. Radyoda en sevdiğim Fikret Kızılok şarkısı çalmaya başladı. Kedim dizlerime zıpladı, yine aynı kararlı bakışla aynı cümleyi kurdu. Kedimle mi kendimle mi inatlaşıyordum bilmiyordum ama yazmayacaktım. 

Gece işaretlerini takip edersem yazmam şarttı. Yıllar önce verdiğim sözü hatırlarsam yazmayı bırakamazdım. Mutfağa geçtim, mercimek çorbası hala sıcaktı. Güzel kokusu bütün mutfağı sarmıştı. Bir tabak daha hazırladım. Kedim benden ümidi kesmiş olacaktı. Radyoda Fikret Kızılok'un şarkısı bitmişti. Salona geçip frekansı değiştirdim. Çorbayı içerken sürekli oynadım frekansla. Bulmak istediğim şarkıyı bilmiyordum. Radyoyu kapatıp bilgisayardaki müzik kanalını açtım. Fikret Kızılok şarkıları sürsün istedim. Kendimi zorladığımın farkındaydım. Kendime kahve yapmaya başladığım an yazı yazacağımdan emin olabilirdim. Bu adımı atacak mıydım? 

Düğüm olmuştum. Kedim geldi, başını yüzüme sürdü. "Bu inat iyi değil" dedi. Yazmalı mıydım? Pencereye baktım uzun süre. Başka bir işaret bekledim. Yazmam gerektiğini söyleyecek bir başka işaret mi bekliyordum? Bu kara kışta gecenin bu saatinde pencerenin dışında ne olabilirdi ki? 

Tuhaf bir şey oldu. Kağıtlar uçuşmaya başladı. Pencerenin dışında rengarenk kağıtlar uçuşuyordu. Gözlerime inanamadım. Üst kattaki komşumun yazmakla çizmekle ilgisi yoktu. Gördüklerim gerçek miydi? O anda yanımda olan diğer kedim "sen işaret bekliyordun" dedi. O an bu gördüklerimin hayal mi gerçek mi olduğunun önemi yoktu. Yazmak için her şey hazırdı. Masamdaki bilgisayara baktım, tozlu harflere dokundum. İnanılmaz bir şey daha oldu o an. Yıllardır masamda duran okyanus kokulu mum kendiliğinden yandı. 

Anladım ki yazacaktım. Anladım ki kedim haklıydı. İlk cümle için kendimi buz gibi sulara attım. Kolay değildi. İlk sözcüğün azim olması sağ kalmama yardım etti. Okyanus kokulu salonda başım zonkluyordu. Kedim uyuyordu. İçimden eyvah sözcüğü yükselirken ondan can simidi yaptım. 

Tozlu harfler kendilerine gelmişti. Birbirlerini tanıyor ve sözcük sözcük geliyorlardı yazıya. Aklınıza takılan şu uçuşan kağıtlar gerçek miydi sorusuna yanıt vermeyeceğim. Çünkü o sorunun soru olarak kalması gerektiğine inanıyorum. Siz  cevap tiryakisi olmuş olabilirsiniz ama ben soruları daha çok seviyorum. 

Yasemin Şenyurt
10.01.2019
Ankara 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder