1 Ocak 2019 Salı

Bulutları Eve Taşımak








Bulutları çekmeye çalışıyordum. Çekip büyütüp çerçeveletmek istiyordum evimin duvarlarına. Bulutları evin duvarlarında görünce rahatlayacaktım. Onlara isim verecektim. Üstelik huysuz, minik, kalp gibi isimler verecektim. Üstelik onların yaşı olacaktı. Bu kadarı da akla mantığa aykırı olmalıydı ama içimdeki bu tutku söz dinlemiyordu. Bulutları çekerken uçurtmaları, balonları, kuşları da kadraja dahil etmekti işim gücüm. "Bulutsuz bir an düşünmüyorsun" diyen arkadaşlarımdan bazıları bu durumdan çok yakınsa da bazıları da benim sayemde fotoğrafa merak salmaya başlamıştı. Birlikte yürüyüşe çıkıyor, olur olmaz anlarda kafamızı gökyüzüne kaldırıyorduk ve çoğunlukla büyüleniyorduk. Büyülenme anlarında çubuk krakerler oluyordu cebimizde, çocukluğumuzdaki gibi. Büyülenme anlarında ufak not kağıtları duruyordu çantamızda. Havalı havalı dolaşırken sokaklarda bizi görenler bize kümülüs diyorlardı. Bize kümülüs demeleri hoşumuza gidiyordu. Şikayet eden arkadaşlarım benimle kahve içmek istediklerini, iki lafın belini kıramadığımızı söylüyordu. Onlara hak veriyordum ama bulutları eve taşımak çok neşeli bir eylemdi. Ben onlara işe gittikleri için sitem ediyor muydum? Onlar da gün gelecek şikayet etmekten vazgeçeceklerdi. Bulutları eve taşımanın yetmeyeceğini hissetmeye başlamıştım ki babam İstanbul'dan yanıma geldi. Evdeki bulut fotoğraflarının çokluğu karşısında şaşkındı ve her birine tek tek baktı. "Her zamanki gibi seninle gurur duyuyorum" dedi.O cümleyi kurarkenki ses tonu unutulmazdı. 
Yasemin Şenyurt
01.01.2019 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder