17 Şubat 2017 Cuma

Düğüm, Hortum ve Dikiş



İçin düğüm olmuştur, haberin yoktur...

İçim düğüm olmuştu, haberim yoktu, sesim çıkmıyordu. Nasılsın diye soranlara "iyi diyelim, iyi olalım" cevabıyla gülümsüyordum. Gülümserken dikiş atılıyordu sanki avcuma. Dikiş atılıyordu sanki alnıma. Dikiş atılıyordu sanki içimde patlayan balonlara. Sesim çıkmıyordu, nefesim yetmiyordu, aklım durmuştu. İnsan alnında tonlarca ağırlığı duyar da ses çıkaramazsa, bir of bile çekemezse, şarkılar aklına gelmezse, küfrü sevmezse o ağırlık ikiye katlanmaz mı? O ağırlıkla sakin, akıllı, anlayışlı, olumlu cümleler kurmak kolay mı? 

Hortumun yeryüzünde ne var ne yok içine çektiği zamanlardaki gibi ruhumdaki hortum da olumlu ne var ne yok toparlamış, içine çekmişti. Gülümsüyordum, dalgın, sarhoş,sakar, uyumsuz, huysuz gülümsüyordum. Gülümsemem bin parçalık yapbozdu sanki. Kimse bu yapbozu yeniden yapmak için uzanmıyor, düşünmüyor, farklı renkleri, farklı tonları bir kenara ayırmıyordu. 

Öyle bir zamanda gülümserken aslında ağladığımı, çığlık attığımı duyan biri o yapbozun etrafında dolanıp durdu ve sabırla, ince ince, dikkatle, özenle gülümsememe can kattı. Can, tat, anlam kattı gülümsememe. Onu çok seviyorum. Diyeceksiniz ki biraz daha anlat. Biraz daha anlatırsam onu çok sevmeme engel olursunuz. Biraz daha anlatırsam onu özlememe karışırsınız. Bu kadar bilin yeter. İçimin düğümünü de çözdü, hortumu da durdurdu, dikişleri de aldı. Bu kadar bilin yeter. 

Bazen dudaklarımda gözyaşı yakalıyorum ve onu çok özlediğimi kendisi de dahil bilmesin diye yüzümden gözyaşını sileceğim derken dudaklarımı siliyorum.

Yasemin Şenyurt
17.02.2017

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder