22 Şubat 2017 Çarşamba

Düğüm Olmuştum





Kendime çayın ve hayatın tadını kanıtlamam gereken günlerde diyordum ki neden yorgunum?
Hızlı hızlı giysilerin içinde dolanıyor, düğüm oluyordum.
Hızlı hızlı hamburger yiyor, düğüm oluyordum.
Hızlı hızlı insanlara çarpıyor, düğüm oluyordum.
Sanki düğüm olmak marifetmiş gibi anlatıyorum ama o sıralarda düğüm olmaktan başka çözüm yoktu.
Merak ettiğim, öğrenmek istediğim, araştırdığım her konu yaşama ve anlama ihtiyacımı, iştahımı çoğaltıyor, uykumu azaltıyordu. Uyku azala azala lokma kadar kalmıştı ki bir sevda masalı yazacak duruma geldim. Uyku azala azala düşlerimi yontmaya başlayan bir heykeltıraş olmuştu.
Sevda masalı “bir varmış, hep varmış, hep olacak” diye başlıyor.  Düşlerimi yontan, şekillendiren heykeltıraş çaktırmıyor ama neşesi yerinde. “Bana da öğret şu işi, zamanımı veririm, ilgili de olurum, yeter ki öğret” dedim ama hiç oralı olmadı.
Uykunun azaldığı yetmiyormuş gibi heykeltıraşlığa soyunması ve benim kalbimi kırmaktan çekinmemesi beni sinir ediyordu.
Diyordum ki : 
Bir şeyi biçimlendiremiyorsa bu yürek neden çarpıyor?
Böyle düşündüğüm bir akşam bir adamla karşılaştım, ıslık çalıyordu, elleri ceplerinde. Tanımadığım halde ona bu soruyu sormak istedim. O bana “sen düğüm olmuşsun, bu halde yüreğinle ilgili karar vermen çok güç” dedi.
Peki dedim ve uzaklaştım.
Uzaklaşmadığımı anlamam geç olmadı.

Aklımın, ellerimin, yüreğimin düğümü yağmurla çözüldü. Çözüldü işte o an.

Yasemin Şenyurt
22.02.2017 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder