30 Haziran 2021 Çarşamba

Bir Kitabın Düşündürdükleri





KİŞİ OLMAYA DAİR KİTABI HAKKINDA

 

İçimizde olanlar hakkında farkındalık kazanmak ve bu olanlara dair  konuşabilmek, yazabilmek neden zor?

Carl Rogers'ın Kişi Olmaya Dair kitabını okudum. Yazar, kişilerin potansiyellerini gerçekleştirebileceğine inanıyor ve bunun faydalı ilişkiler sayesinde mümkün olacağını düşünüyor. Faydalı bir ilişki nasıl olur sorusunu sormaya cesaret ediyor. Sorunun cevabını ise  çok kapsamlı bir biçimde ve okurun hayatına dokunarak veriyor.

Psikoterapist tutarlı olduğunda bir başka deyişle kendi duygularının farkında olduğunda ve koşulsuz olumlu bakışla danışanı ve onun yaşantılarını, duygularını ve belki de ilk başta korkutucu gelebilecek derinliğini kabul ettiğinde danışan için değişim başlıyor. 

 Psikoterapist empatik anlayışla danışanı dinlediğinde kişide bir değişim söz konusu oluyor. Danışan  bu ilişki sayesinde kendini dinlemeye, duygularını bastırmak yerine farketmeye, ifade etmeye ve kendini kabul etmeye başlıyor. Bu sürecin yıllar içinde gerçekleşebileceğini ve kolay bir süreç olmadığını  ifade ediyor Carl Rogers. Aynı zamanda danışan kendi duygularının farkına vardığında ve tüm duygularını kabul ettiğinde arkadaşının ya da  eşinin  duygularını anlamaya ve onun duygularını da  kabul etmeye başlıyor. İç dünyamızın farkına varma, daha iyi anlama ve ifade etme olanağı iletişimi iyileştiriyor.

İnsanın derinliği ne kadar korkunç olursa olsun o derinliği tanıma isteği  olmalı. İnsanın içinde neler olduğunu  anlamak için ilgi duymak ve bu ilgiye sevginin ve saygının eşlik etmesi öyle iyileştirici ki…

Genellikle yargılarda bulunduğumuzu ve bu durumdan kaçınmamızın çoğunlukla zor olduğunu ifade eden yazar; bir kişiye bir dönemde bir konuda iyi deme hakkını kendimizde bulduğumuzda, o kişiye başka bir dönem bir konuda bu kötü deme hakkını da kendimizde bulabileceğimizi söylüyor.  Yargıda bulunmak yerine o kişinin kendi iç değerlendirmesine güvenmesini sağlamak, onun potansiyeline güvenmek mümkündür ve bu aslında o kişinin  yaratıcılığını desteklemektir.

Kitap sayesinde bütün deneyimlerimize, duygularımıza açık olduğumuzda, olumsuz duygularımızı da kabul ettiğimizde olgun bir insan olma yolunda çok önemli adımlar attığımızı öğrendim. Olumsuz bir duygu deneyimleyip iletişimimizde bunu inkar ettiğimizde bu durumun tutarlı olmadığını kavradım. Tutarlı olmanın insan ilişkileri için ne kadar önemli olduğunu çok iyi anladım.

Bu kitabı okurken en çok da koşulsuz kabul etme üzerinde düşündüm. Bir kişiyi belirli şartlarda sevmenin ve belirli şartlarda ona güvenmenin ve belirli şartlarda ona saygı duymanın yerine onu  her zaman kabul etmek üzerine düşündüm.


Yasemin Şenyurt 

https://okuyanus.com.tr/urun/kisi-olmaya-dair/

2 yorum:

  1. Kitabı ben de okuyorum. Gerçekten çok değerli bilgiler içeriyor. Çok güzel özetlemişsiniz...Tebrik ederim

    YanıtlaSil
  2. Kitabı okumadım.
    Ancak anlatım biçimi ana tema hakkında fikir veriyor.
    Bununla beraber önyargılar hakkında düşündürücü bir yazı olmuş.
    Elinize sağlık.

    YanıtlaSil