belki ben bir posta kutusunun içinde
büyüdüm
belki çay kaşığına yansıyan güneşe çarptım
sakar oldum
belki de bir gece
kuşkucu thomas resmine bakakaldım
belki de o gece
barok kelimesinin anlamını öğrendim
sanrılarımdan kurtulmam uzun sürdü
bir asır kadar
ne ara onyedinci yüzyıl başına geldik
nasıl oldu da ideal güzelliği aşmak geldi akıllara
belki ben bilim tarihi notlarına dönmeliyim
belki felsefe sözlüğüne
kalbim sanatın öyküsünde kalacak
o kadar açık ki bu
yaşamımın sonuna kadar
eritme tekniğinin bulunmuş olmasına sevinebilirim
yaşamım belki de bu sevince farklı biçimler vermekle geçecek
belki de
caravaggio'yu eleştirdikleri gibi
beni de eleştirsinler istiyorum
bu şiire iki renk yakışıyor
iki rengin iç içe geçişlerine de
üç renk eşlik ediyor
kaç renk var ki zaten diyorlar
ah!
bin renk olduğunu söylesem
kim inanır
aşktan başka
kim inanır bir kitabın bir ömür okunabileceğine
kim inanır sakarlığın şans olduğuna
Yasemin Şenyurt
15.05.2020
Ankara
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder