21 Nisan 2019 Pazar

Deneyden Vazgeçmek







Evin içinde hanım hanımcık oturamadım hiç. Hep haylazlık peşindeydim. İğde ağaçları şahittir ki ağlardım en olur olmaz yerde. Boyama kitapları şahittir ki ne güneş turuncu olurdu ne ağaç yeşil… Matematik defterlerim şahittir ki üçgenin alanını hesaplamak da zordu dairenin çevresini de. O dönemde yazdığım günlükler yüzünden ömür boyu disiplin cezası almıştım da kimsenin haberi yoktu. Sınıfta bir gün fen bilgisi dersinde tükenmez kalemle oynamaya dalmıştım ki hoca bağırmaya başladı. Sınıfın içi avaz avaz küf koktu. Sınıfta bir gün köpeğimizin olmadığını söylemiştim ki dünyanın en güzel, en anlamlı cümlesini duydum: “Bizim evde bir saka var, sen konuşturursun” O dönem duyduğum bu cümle beni kendi gözümde önemli kılmıştı. Varsın İngilizce derslerinden bir şey anlamamış olayım. Türkçe öğretmenimin bu cümleleri sayesinde adımı sevmiştim: Yasemin.

Adım şahittir ki şiirler yazdım. Adım şahittir ki öykülerim aşktı. Adım şahittir ki yılbaşları yılbaşı oldu o tarihten sonra. Yeryüzünde bana söylenmiş bir sırdı: Genç Werher’in Acıları. İddia ederim ki kimse benim gibi okumamıştır o kitabı. İddia ederim ki kimse benim gibi beyaz mobilyalı odada beyaz radyoda siyahın altını çizmemiştir. Siyah olan en çok gece sanıyordu insanlar. Siyaha yüklenen olumsuzluklara rağmen ben siyahı sevmiştim. Siyahın sihirli çağrışımları vardı: Siyam, sihir, simit. Çağrışımları bu denli sevemezdim adım Yasemin olmasaydı. Siyahı bu denli sevemezdim Kayahan’ın şarkıları ile büyümeseydim.

Bir gün Yeşilköy’de bir kişinin peşine takılıp gitsem ne olurdu diye düşünmüş ve bu deneyi yıllar sonra şizofreni hastalığının etkisiyle gerçekleştirmiştim. İyi şeyler olmamıştı. İyi şeyler olmamıştı ama iyi şeyler olmasına neden olmuştu bu kayboluş. Deneyler fen bilgisi dersinde olmazmış sadece. Bir daha deney yapmadım yaşamımla ilgili. Yazarak denedim ve tutku oldu bu.

Yasemin Şenyurt
2019
Ankara



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder