27 Ekim 2013 Pazar

Kaplumbağayla Aramızdaki Bağ



Aklım başımdaymış. Rahatlar gibi oldum. Demek ki panik yapmaya gerek yok. Bizim evin oradaki parkta yürüyüşe çıkmaya karar verdim. Hava kararıyordu ama panik yapmaya gerek yok diyerek kendimi sakinleştirdim. İnsanın zaman zaman kafası karışabilir ve bu karışıklık  kendini yorgunluk olarak gösterebilir. Yorgun olmadığımı biliyordum ve bu yürüyüşün bana iyi geleceğinden şüphem yoktu. Yürüyüşte dinlenmek istersem bir banka oturur ve çantamdaki kitaplardan birini açar okurdum. Sonbahara yakışan bir fotoğraf karesi diye düşündüm o an. Yürüyüş düşüncesinin yürüme eyleminin kendisinden daha güzel olduğunu düşünürsem yürüyüşe çıkmaktan vazgeçebilirim diye spor ayakkabılarımı giymekte acele ettim. Apartmandan çıkarken Deniz Hanımla selamlaştık. Apartmandaki komşuları çok iyi tanımasam da selamlaşabilmenin güzel olduğunu düşündüm yokuşu inerken. Parka geldiğimde bir kaplumbağa karşıladı beni. Kaplumbağayla göz göze geldik. Aklımın başından emin olduğumdan bu gördüğüm kaplumbağanın hayal olabileceğine dair en ufak kuşku duymuyordum. Kaplumbağa o kadar gerçekti ki…
Bir an kaplumbağayı unutup gerçek mi hayal mi sorusuna ya da tartışmasına döndüm. O arada kaplumbağa gözden kaybolmuştu. Kaplumbağayla tekrar göz göze gelme isteğimi anlamlı bulmamama rağmen onu arıyordum. Yalnızlığımı unuttursun ve beni oyalasın diye aramıyordum. Onun gerçekliğinde beni rahatlatan ve heyecanlandıran bir şeyler vardı. Anlamlı bir işaretti o.
Kaplumbağayı bir kedi gibi sevemeyeceğim gerçeği ortadaydı. Yine de onun bakışlarına ihtiyacım vardı. Nerede olduğunu bulmayı o kadar çok istedim ki hava karardığında çok değerli anları kaçırmışım ve kırk yılda bir insanın başına gelebilecek güzel bir anı mahvetmişim gibi yürüyordum.
Eve dönme kararı almıştım ve parktan tam çıkacaktım ki uzaktan kaplumbağayı görür gibi oldum. Hayal mi gerçek mi yanılsama mı diye düşünmeden hızlı adımlarla yanına yaklaştığımda kaplumbağa bana tekrar baktı. Onun yanına diz çöküp seni seviyorum kaplumbağa dedim. İyi ki karşılaştık dedim. Bir çocuğun beni izlediğinin farkında değildim. Annesinin elinden tutmuş çocuk bana ve kaplumbağaya bakıyordu.
O gece ve ondan sonraki gecelerde sık sık kaplumbağayı gördüm ve kaplumbağa rüyalarımda benimle konuştu. Hem de çok kritik kararlar alacağım zamanlarda hep doğruya yakın şeyler söyledi. Her parka gidişimde onu aradım ama rüyalarım dışında bir daha hiç karşılaşmadık.

Yasemin Şenyurt 

2 yorum:

  1. O kaplumbağa ile ben de karşılaşmak isterdim. Kritik kararlar arefesinde yanilsama mi gercek mi ayrim etmeksizin ne dedigine kulak asmak iyi olurdu. Ne de olsa yanilsama da olsa kendini dinler insan.

    YanıtlaSil
  2. Bu arada temsili resme bakinca insanin karsisina boyle dikildigini dusunuyoruz :)

    YanıtlaSil