28 Ekim 2013 Pazartesi

Şair Olamamak (hoş bir şaşırtmaca)

Yapraklar sürükleniyordu. Ben kitabevine gidiyordum. Kitabevinde aradığım kitabı bulacağımdan çok emindim. Diğer insanlarla zaman zaman göz göze gelerek yürüyordum. Onların bakışları beni korkutmuyordu. Onların sesleri, arabalar, üzerine bastığımda çıtırdayan yapraklar korkutmuyordu. Her şey  doğal geliyordu. Kitabevine çok sevdiğim bir şairin yeni kitabını almak için gidiyordum. Aklımda da Orhan Veli’nin şiiri var. İçimden tekrarlıyorum onun dizesini. Bu şehrin en kalabalık olduğu zamanlarda bile bana kendimi özel hissettiren şairlerdi. Ben de şair olmak istemiştim. Başka insanların aklında bir iz ya da giz bırakmak istemiş olmalıyım. Kitabevine doğru ilerlerken neden şair olmadığım konusunu düşünmekten sıkıldım. Orhan Veli gibi şiirler yazamadığımı anladığım anda bırakmıştım yazmayı. Tekrar tekrar yazma isteği geldiğinde bile masa başına oturmamıştım. İşte yine düşünüyordum. Sıkıldığım halde neden şair olmadığımı düşünmeyi bırakamamıştım. Düşüncelerimin akışını değiştirmeye çabaladım. Bak görüyor musun ne kadar mavi şu gökyüzü diye şaşırtmaya çalıştım kendimi. Belki de bir şiir kitabı değil de bir söyleşi kitabı almalısın diye şaşırtmaya çalıştım. Şaşırtabildiğimi sanıyordum ki yeniden o düşünce büyüdü. Sende o hassasiyet yok ki dediğimi duydum. İçimden geçirdim o cümleyi. Sende o hassasiyet yok ki cümlesini kendime söylerken acımasız olduğumu anladım. Kitabevine girdiğimde içerideki kokunun beni hiç yaşanmamış zamana, hiç yazılmamış şiirlere götürdüğünü hissettim.  O koku benim elimden tutmuştu. O koku boynumda, bileklerimde ve saçlarımda kendini o kadar çok duyurmuştu ki başka bir şey duyamaz hale gelmiştim. Şairin kitabını soracaktım dedim kendime. Ama kendimi duyamıyordum. Kendimi, kitabevinde konuşanları, kedinin miyavlamasını duyamıyordum. O kokuyla dışarı çıktım ve eve geldiğimde masanın başına oturdum.  Bir şiir yazabilmeyi ne çok isterdim. Masada oturup bekledim. Kaleme, kağıda, masaya o kokunun yerleşmesini bekledim.
Üç gün boyunca masanın başına oturup yazmak istediğim şiiri yazamayınca artık hayal kırıklığıyla masadan kalkacaktım ki kokunun bütün evde olduğunu duyumsadım. Yaşamım o kokuya içten bağlıydı.  Belki yazma isteğini yeniden hiç duymayacaktım ve hiç yazmayacaktım. Yine de o koku benim elimden tutmuş ve umuda, sevgiye, geleceğe inanmamı sağlamıştı.

Yasemin Şenyurt

2 yorum:

  1. VEEE mükemmel bir şair olmuşsun .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Böyle düşünmeniz beni çok mutlu ediyor :) Teşekkür ederim.

      Sil