27 Mart 2013 Çarşamba

Yaz ve Bilge


Yazın başladığı sessizce söylenir evin içinde. Sokaklarda uçurtma peşinde koşan çocuklar büyümüştür. Yine de yaz gelir asık suratlı şehrime. Vazgeçmek mümkün değildir yazdan ve tiril tiril elbiselerden. Vazgeçmek mümkün müdür kokulardan?
 

 

Unutulması imkansız anların ağaçlara saklandığını ve bir yetişkin o ağaca sarıldığında o anların mavi güneşlere benzediğini söylerler. Kupkuru ağacın dallarında mavi güneşler ve iyimser, turuncu bir kuş vardır benim içimde.

Sandıklar dolusu kitap sevdadan bahsederken bir köşede oturan ve yıllardır susan bilgeden öğrendim sevdayı, sabrı, sakinliği.

Olan olaylar karşısında paniğe kapılmadan, aklını allak bullak etmeden çıkabilmek için nerede karar vermem ve nerede harekete geçmem gerektiğini de ondan öğrendim.

Yaz başladı. Artık eskisi kadar soğumaz hava gelecek kışa kadar.

Yazın başladığını duyarsın. Şairlerin yazmaya çalıştıkları mektuplarda, öğrencilerin ellerindeki kitaplarda hep duyarsın.

Çatırdayan sevinçli şeydir yaz.

Balıkçılar da çiçekçiler de hep o bilgeden öğrenmişlerdir sevdayı.

Yazın geldiğini duydum ve bu yaz ilk defa dünya ne ateş ne de kar. Ilık bir yer şimdi evim, şehrim, gezegenim.

Sokaklarda selamlaşan haylaz iki ihtiyarın sohbetine kulak misafiri olacak kadar vaktim var.

Acelem yok. İçime çeke çeke yaşayacağım. O kadar çok içselleşecek ki hayat…

Yakamdaki ölümsüzlük bilgisi umrumda olmayacak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder