8 Ekim 2014 Çarşamba

Maskeli Balo ve Felsefe

Kimsenin kimseye kin gütmediği,  insanların birbirinin boğazına sarılmadığı ve yaşamın gerçek anlamda yaşanılası olduğu bir dünya için atılması gereken çok adım var.



 Sahiplenme duygumuzu kontrol edemedikçe ve bu duygunun tesiri altında daha çok şeye sahip olmak istedikçe insan da yaşadığımız dünya da  iyileşmeyecek. Birbirimize kin duyarak ve bunu gizleyerek yaşadığımız için maskeli balonun ortasında hepimiz birbirimizin kuyusunu kazmaya çalışıyoruz. Kuyular o kadar çok ki kendi açtığımız kuyuya kendimiz de düşebiliyoruz. Kendi yaşamlarımızdan yola çıktık ama bu yaşamları genelleştirdiğimizde karşımıza savaş çıkıyor. Şartlar savaşmayı hem de her şartta savaşmayı gerektiriyor diye düşünenlerin yanılgısına karşı çıkacak kaç kişiyiz? İnsanın içindeki kötülükle mücadele edebilmesi için nasıl önce onu tanıması gerekiyorsa insanın savaşlara karşı durması için de tarihten, coğrafyadan, sosyolojiden, siyasetten anlaması gerekiyor. Ne olup bittiğini anlayacak donanıma sahip olmaktan korkuyoruz. Çünkü bildiklerimiz çoğaldıkça bu bilgi bize ne olursa olsun doğruyu söyleme sorumluluğunu yüklüyor. Bu sorumluluktan kaçmak için de bilmemeyi, anlamamayı seçiyoruz. Olayları anlamada, görmede ve iç yüzlerini kavramada bize rehber olacak felsefenin uzağından bile geçmiyoruz. Gerçekleri görmek ve söyleyebilmek hem de bu maskeli balonun ortasında zor iş! Yine de gerçekçi bir umutla insanlara ve insanların felsefesiz yaşayamayacaklarını düşündükleri geleceğe güvenmek gerekiyor. 


Yasemin Şenyurt

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder